Yas

Kaybedilen kişiyle çözüme kavuşturulamamış sorunların olması, yas tutmayı zorlaştıran dış faktörler, geçmişte çözüme kavuşturulamamış başka bir kayıp yaşamak; bireyi, patolojik yas ihtimaline yakınlaştırmaktadır.

Yas Nedir?

Yas, bireyin sevdiği bir kimsenin veya bir nesnenin kaybından sonra yaşadığı duygusal ve davranışsal süreçlerin bütünüdür (Ürer, 2017). Bu kavramı, ilk kez Freud, “Mourning and Melancholia” makalesinde tanımlamıştır.

Yas Süreçleri

Yas süreci, kişilerin hayatının her alanını etkileyen zorlu bir süreçtir. Bu süreçte, bireysel farklılıklar olmakla beraber, ortak olarak görülen tepkiler de vardır. Bedensel, bilişsel, duygusal ve davranışsal olmak üzere dört alanda incelenen yas tepkileri, genellikle altı ile yirmi dört ay kadar sürer (Bildik, 2013).

Yas Süreçlerinin İşlevleri

Yas tutan bireylerin geçirdiği süreçler, Worden tarafından“Yas Görevleri Modelinde ele alınmıştır. Modele göre, yas sürecinin dört görevi bulunmaktadır:

1.  Kaybın gerçekliğini kabul edebilmek: Bireylerin, kaybedilen kişinin artık geri dönmeyeceğini kabul ettiği süreçtir. Bu evrede kişi, geri dönülmezlik ve sona ermeyi bilişsel olarak kavrar. Durumu içselleştirme ve duygusal kabullenme ise, zaman alan bir süreçtir.

2. Yasla birlikte oluşan duyguları ifade edebilmek ve yaşanan acı üzerine çalışmak: Kayıp sonucunda oluşan acı, duygusal ve fiziksel süreçleri beraberinde getirir. Bireyin bastırdığı, yaşamasını engelleyen her şey, sürecin uzamasına sebep olur. Bedensel belirtilerle beraber kendini göstererek yaşam kalitesinin bozulmasına sebep olur.

3. Kaybedilen bireyin olmadığı bir çevreye uyum sağlayabilmek: Birey, kaybettiği kişinin hayatındaki rolü ve yokluğunun ona yaşatacağı zorluklar üzerinde düşünür. Bu durumun kendi benlik kaygısının üzerinde yaratacağı değişikliklere uyum sağlayabilmesi gerekir. Bunun sonucunda kişi, ya değişiklikleri anlamlandırıp hayatına devam eder ya da anlamlandıramadığı ikileme mahkûm kalır.

4. Kaybedilen bireyle ilişkilerini duygusal anlamda düzenlemek ve hayatına devam edebilmek: Bu süreçte, bireyin kaybettiği kişiyle ilgili anılarını, duygu ve düşüncelerini uygun alanlara yerleştirip yaşamına devam edebilmesi esastır. Yas sürecinin tamamlanmasında en zorlu geçen süreçtir (Bal Neşe ve ark., 2014).

Yas aşamalarını sağlıklı şekilde tamamlayamayan, herhangi bir engelle karşılaşan bireylerin yas süreci, patolojik yas ile sonuçlanabilir. Patolojik (komplike) yas kavramı, bireyleri zihinsel olarak aşırı derecede meşgul eder. Bireyler, yas aşamalarında takılı kalır; bu durum, sürekli yas hâline dönüşür. Kaybedilen kişiyle çözüme kavuşturulamamış sorunların olması, yas tutmayı zorlaştıran dış faktörler, geçmişte çözüme kavuşturulamamış başka bir kayıp yaşamak; bireyi, patolojik yas ihtimaline yakınlaştırmaktadır.

Yas Tepkilerini ve Süreci Etkileyen Faktörler

Kaybedilen kişinin hayatımızdaki yeri ve ne kadar yakın ilişki içerisinde olduğumuz önemlidir. Kaybedilen kişiyle çözülememiş sorunlu bir ilişki varsa, bu suçluluk duygusu, kişinin yas sürecini zor geçirmesine ve sağlıklı bir şekilde sonlandıramamasına sebep olabilir. Aksine kaybedilen kişi, birey için dayanak noktası ve güven verici biri ise, kayıp sonrasında çaresiz, savunmasız, yalnız hissedebilir. Bu durum, bireysel özelliklerle ve psikolojik sağlamlıkla doğrudan ilişkilidir.

Kişinin yas sürecini etkileyen bir diğer önemli faktör ise, ölümün biçimidir. Doğal afet, kaza, intihar, öldürülme gibi ölüm biçimleri, farklı tepkiler yaratır. Beklenmedik bir kayıp, kayıp öncesi geçirilen bir hastane süreci, bireyde farklı kayıp tepkileri oluşturabilir.

Yas sürecinde, çevresel ve ekonomik faktörler de doğrudan etkilidir. Bireyin psikolojik destek alma gücü ve çevresinin süreç boyunca gösterdiği tavır, yasın daha uzun sürmesine ya da patolojik yasa dönüşmesine sebep olabilir (Zara, 2011).

Yas Tutan Bireylere Karşı Yaklaşımımız

Bireylerin duygularını açık şekilde ifade etmesi, üstü kapanmadan hissettiği şeyleri paylaşması; hayatı ve kariyeri ile ilgili planları, gelecekle ilgili düşüncelerinin ifade edilmesi sağlanmalıdır.

Kişinin özelliklerine göre farklılık göstermekle beraber, yas süreci geçirmek oldukça zordur. Yas sürecini olabildiğince kolay atlatmak için destek almak çok önemlidir. Özellikle sürecin ilk yılı destek sağlanmalıdır (Bildik, 2013).

Çevremizde yas süreci geçirmiş veya geçirmekte olan kişilere karşı anlayışlı ve duyarlı olmak da oldukça önemlidir. Yas sürecini kabul ederek anlamaya ve yönlendirmeye çalışılmalıdır; görmezden gelerek veya bastırarak yaşanan süreçler, sonrasında daha büyük hasarlar meydana getirebilir.

Ek Okumalar

Yas Psikolojisi Üzerine

Ordinary People Film Analizi: Travma ve Yas

Kaynakça

Bal Neşe, B., İlhan Rıfat, S., Kaplan, B., Şentürk Cankorur, V. & Çevik, A. (2014). Psikoz sanılan patolojik yas: Olgu sunumu. Kriz Dergisi22(1), 13-19

Bildik, T. (2013). Ölüm, kayıp, yas ve patolojik yas. Ege Tıp Dergisi52(4), 223-229.

Ürer, E. (2017). Çocuklarda ölüm ve yas üzerine bir inceleme. Dini Araştırmalar20(52), 131-140.

Zara, A. (2011). Kayıplar, yas tepkileri ve yas süreci. Yaşadıkça, 73-90.

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.

Bir yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir