Hayatın Anlamı Üzerine – Varoluşçu Psikoloji ve Logoterapi

Yaşamı anlamlı hale getirmek ve yaşamı yaşamaya değer kılmak insanın sorumluluğundadır der varoluşçu psikoloji. Birçok psikolojik yaklaşımda; bireyin yaşamındaki nesneler, ilişkiler, çevre tek tek ele alınırken varoluşçu psikolojide böyle farklı alanlar yoktur çünkü bu alanların hepsi zaten insandan gelmektedir.

Varoluşçu psikoloji, yaşamı anlamlı hale getirmek ve yaşamaya değer kılmanın kişinin kendi sorumluluğu olduğunu söyler. Birçok psikolojik yaklaşımda bireyin yaşamındaki nesneler, ilişkiler ve çevre tek tek ele alınırken varoluşçu psikolojide böyle farklı alanlar yoktur çünkü bu alanların hepsi zaten insandan gelmektedir. Varoluşçular zamanla insanlarının yardım arama nedenlerinin, Freud’un çağında sıklıkla görülen histeri vb. durumlardan ziyade yalnızlık, umutsuzluk, yabancılaşma, soyutlanma, anlam arayışı ve yakın ilişkiler kuramama gibi nedenlerden dolayı olduğunu fark etmeye başlamıştır. Bu yeni şikayetler karşısında o zamana kadar egemenliklerini sürdüren psikoterapi ekolleri her zaman yeterli yanıtları verememişlerdir. Bundan dolayı, davranışçılık ve klasik psikanaliz ekollerinin insanı bir obje gibi algılama ve açıklama eğilimleri varoluşçular tarafından eleştirilmiştir.

Varoluşçu Psikoloji ve İlkeleri

Varoluşçu psikoloji dün ya da yarından çok şu an’ı ele almaktadır. Şu an yaşananlar, hissedilenler, düşünülenler çok daha kıymetlidir çünkü insan geçmiş ya da gelecekte değil, şu anda yaşar.

Diğer bir yandan varoluşçu psikoterapi, nedensellik, olguculuk, gerekircilik ve maddeciliği reddetmiştir. Bu bakımdan diğer yaklaşımlardan ayrılır. Varoluşçu psikoterapinin nedenselliğin psikoloji alanına aktarılmasını reddetmesinin diğer bir nedeni ise ‘insanı kendi parçalarından daha büyük’ görmesidir. Bundan dolayı varoluşçu ekoller insanı parça parça değil, bir bütün olarak ele alır.

Ayrıca varoluşçu psikolojiye göre, kaygıyı ortadan kaldırmak yerine kaygıyı kabullenmek gerekir. Kaygının her insanda olduğunu ve bu kaygının en temel sebebinin ‘var olma çabası’ olduğunu savunur. İnsan, her geçen gün ölüme yaklaşırken aynı zamanda ölüme meydan okuma çabası ile yaşar. İşte bu tam olarak varoluş kaygısıdır.

Yaşamın kendi içinde bir anlamı yoktur. Yaşama anlam katacak şey kişinin, kendisi için seçtiği değerler, yollar ve eylemlerdir. İnsan bu evrende kendi varlığını yaratan tek varlıktır. Tüm bunların yanı sıra yaşamın amacını seçmesi gereken kişi gene insanın kendisidir. İnsan gerçekten var olmak ve nesne olmaktan kurtulmak istiyorsa toplumsal baskıya boyun eğmemelidir. Kendi seçimlerini yapabilmeli ve kendi amaçlarını belirleyebilmelidir.

Logoterapi (Anlam Terapisi)

Adını ‘anlam terapisi’ olarak çevirebileceğimiz ve gene kökleri varoluşçuluğa dayanan Logoterapi’den ayrı olarak bahsedelim. Logoterapi, lógos(anlam) ve therapeúein(terapi) kelimelerinin birleşmesi sonucu türetilmiştir. Logoterapi ekolünün kurucusu ise Victor Frankl’dır. Viktor Frankl, 2. Dünya Savaşı Dönemi’nde 4 farklı Yahudi toplama kampında esir tutulmuş ve sağ kurtulmayı başarmıştır. Kendi ağzından toplama kampı deneyimlerini aktardığı ‘İnsanın Anlam Arayışı’ isimli kitabında, insanların toplama kampındayken bile yaşamlarının bir anlam taşıdığını vurgular. Frankl’e göre yaşam ne kadar zor olursa olsun yaşamda her zaman bir anlam vardır, bu anlamı bulmak bireydeki varoluşsal boşluğu dolduracaktır. Frankl bu fikrini Nietzsche’nin “Yaşamak için bir nedeni olan kişi hemen hemen her nasıla dayanacaktır.” sözü ile destekler (Frankl, 1946).

Victor Frankl’e göre yaşamımızın anlamını bulmamız için 3 farklı yol vardır;

  • Bir eser yaratmak, bir işe bağlanmak,
  • Bir şey yaşamak ya da bir insanla etkileşime girmek (bir insana bağlanmak),
  • Kaçınılmaz acıya yönelik bir tavır geliştirmek.

Logoterapi’de de insan, kökeninde anlam arayışı olan bir varlık olarak kabul edilir. İnsanın kendi değerlerini yaşayamaması, anlam isteğinin uzun süreli engellenmesi sonucunda da kişinin varoluşsal boşluğa düşeceğini savunur. Varoluşsal boşluk ise kişiyi başarısızlıklara hatta zamanla nevrotik bozukluklara, depresyona, fobilere, nihilist düşüncelere sürükleyecektir. Logoterapi bu noktada, kişiyi kendi anlamını keşfetmeye ve bu yönde harekete geçirmeye davet eden bir yaklaşımdır.

Ek Okumalar

Irvin D. Yalom: Dünya’nın Sevdiği Terapist

Gestalt Terapi: Şimdi ve Burada

Kaynakça

Çadem Psikoloji. Varoluş Analizi ve Logoterapi . Erişim adresi: https://akademi.cadempsikoloji.com/etkinlik/80-varolus- analizi-ve-logoterapi-egitimi

Çelik, G. (2017). Logoterapi: Temel Bileşenleri ve Terapi Teknikleri. Erişim adresi: https://acikerisim.medipol.edu.tr/

Frankl, V. E. (1946). İnsanın Anlam Arayışı.

Logoterapi Enstitüsü Türkiye. Logoterapi Nedir?. Erişim adresi: https://www.logoterapi.org/logoterapi-nedir

Taplı, E. (2019).Varoluşçu Psikoloji Nedir, Temsilcileri Kimdir?. Hipokampus Akademi. Erişim adresi: https://hipokampusakademi.com/varoluscu-psikoloji-nedir-temsilcileri-kimdir/

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Yasemin Aksöz tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir