Hayvana şiddet denildiğinde gündem sebebiyle akıllara köpeklerin ve kedilerin maruz kaldığı durumlar gelebilir. Bu içerikte hayvan şiddeti konusunu çeşitli başlıklarla ele alıyoruz.
Hayvana Şiddet Nedir?
Hayvana şiddet, hayvanlara yönelik kasıtlı olarak zarar verme, kötü muamelede bulunma, acı çektirme veya onları ihmal etme eylemlerini ifade eder. Hayvanların maruz kaldığı fiziksel (dövme, yaralama ve öldürme vb.), duygusal ve psikolojik şiddet (korkutmak, aşırı yalnız bırakmak vb.) sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir.
Hayvana şiddet, ihmal gibi durumları da kapsar; örneğin, yemek ve su gibi temel ihtiyaçların karşılanmaması buna dahildir. Ayrıca, hayvanların aşırı yük taşıtılarak ya da kötü koşullarda çalıştırılması ve bilimsel deneylerde kullanılması da hayvanlar için şiddet ortamı oluşturur (Ascione,1993).
Özellikle sosyal medyanın kullanımının artmasıyla maalesef hayvana şiddetin her türüne şahit oluyor, görsellere ve videolara maruz kalıyoruz.
Peki, hayvana şiddetin yaygın bir şekilde görülmesi toplumu nasıl etkiler?
Şüphesiz ki şiddetin her türlüsü var olduğu alanı kötü etkilemektedir. Hayvana karşı şiddetin yaygınlaşması ve gözler önünde olmasının sonuçları bireysel ve toplumsal olarak görülmektedir.
Yapılan araştırmalar hayvana şiddet uygulayan kişilerin empati duygularının azaldığını ve bu şiddete dolaylı yollardan maruz kalan toplumlarda ise şiddetin normalleştiğini ve arttığını bulgulamaktadır (Ascione,1993). Araştırmalar hayvan istismarı ile aile içi şiddet arasında da ilişkiler bulmuştur. Aile içi şiddet ve hayvan istismarının birlikte görülme oranları %25 ile %86 arasında bulunmuştur. Yine araştırma hayvan istismarına maruz kalan çocukların suç davranışlarında bulunma olasılığının daha fazla olduğunu da desteklemektedir. Sonuç olarak hayvana şiddet uygulayan ya da uygulanan şiddete maruz kalan kişilerin başka bir kişiye şiddet uygulama olasılığının daha fazla olabileceği düşünülebilir.
FBI’nın araştırmalarına göre, birçok ünlü seri katil cinayet işlemeye başlamadan önce hayvanlara şiddet uygulamıştır (FBI, 2019). Örnek olarak Ted Bundy ve Jeffrey Dahmer’i verebiliriz.
Hayvanlara şiddet uygulamanın toplumsal şiddetle de doğrudan bir bağlantısı vardır. Yapılan araştırmalar hayvanlara şiddet gösteren kişilerin, toplumda şiddet davranışlarını tekrarlama eğiliminde olduklarını ortaya koymuştur. Bu da şiddet davranışlarının nesiller boyu devam etmesine yol açabilir. Aile içi şiddet, okulda zorbalık ve toplumsal şiddet hayvanlara şiddet gösteren bireylerde daha yaygın olabilir (Harcourt, 2017).
Hayvanlara şiddetin bir diğer önemli etkisi olarak toplumda duyarsızlaşmayı arttırabileceği söylenebilir. Eğer insanlar ‘hayvanların acı çekmesini umursamamak’ gibi davranışları normalleştirirse, bu tür olaylar sıradan haberler haline gelebilir. Bu durum, zamanla insanlara yönelik şiddet ve haksızlıkların da kabul edilmesini kolaylaştırabilir (FBI, 2019).
Hayvana Şiddet ile Kadına Şiddetin İlişkisi
Hayvanlara yönelik şiddet, bireylerin şiddet eğilimlerini pekiştirebilir ve bu eğilimler zamanla insanlara yönelik şiddete dönüşebilir (Flynn, 2000). Hayvanlara şiddet gösteren bireylerin, bu tür davranışları insanlara karşı da sergileme eğiliminde oldukları görülmektedir. Bu durum, şiddetin bir döngü haline gelmesi anlamına gelir (Ascione,1993).
Şiddetin bir diğer etkisi olan empatinin azalması da bir kişinin hem hayvanlara hem de kadınlara yönelik şiddet davranışlarını pekiştiren bir faktördür (Harcourt,2017). Hayvanlara acı çektiren bireyler duyarsızlaşarak çocuklara ve kadınlarda daha kolay şiddet uygulayabilir.
Hayvanlara şiddet, çoğu zaman bir tür kontrol etme aracı olarak kullanılır. Kadınlara yönelik şiddet de çoğu zaman bir güç ve kontrol mücadelesidir (Davidson & Neilson, 2017).
Yine yukarıda örneğini verdiğimiz “Ted Bundy ve Jeffrey Dahmer” gibi seri katiller cinayet işlemeye başlamadan önce hayvanlara şiddet uygulamışlardır. Bu durum, hayvanlara yönelik şiddet ile insanlara yönelik şiddet arasındaki ilişkiye önemli bir örnek olabilir. Seri katillerin çoğu cinayet işlemeye başlamadan önce hayvanları öldürmüş ve bu davranışları zamanla insanlara da yansıtmıştır (Harcourt, 2017).
Sonuç Olarak,
Şiddet şiddeti doğurmakta ve büyütmektedir. Hayvan şiddeti, toplumda duyarsızlaşmaya, şiddeti normalleştirmeye, empatinin ve merhamet duygusunun azalmasına ve genel ahlaki değerlerin zarar görmesine neden olmaktadır. Hayvana karşı şiddetin normalleştirilmesi ve önemsizleştirilmesi, şiddet eğiliminde olanlara güç kazandırmakta ve onları cesaretlendirmektedir.
Bu yazı aracılığıyla bir kez daha hayvana, kadına ve yaşayan tüm canlılara şiddete hayır diyor ve şiddetin her türlüsünün sebep olduğu yıkımı vurguluyoruz.
BİLİM ile kalınız.
Ek Okumalar
Dahmer Dizisi Size Ne Yaptı: Seri Katil Dizilerinin Etkileri
Şiddet Ögeleri Açısından Bir Film Analizi: Die Welle
Kaynakça
- Ascione, F. R. (1993). The Abuse of Animals and Domestic Violence: A Review of the Literature. Journal of Social Service Research, 17(1-2), 1-29.
- Davidson, M. R., & Neilson, J. (2017). The Link Between Animal Abuse and Violence Toward People: An Overview of Research and Prevention. Family Violence and Sexual Assault Bulletin, 33(4), 234-243.
- Flynn, C. P. (2000). Developing the Empathy to Prevent Animal Abuse and Violence toward People. Journal of Social Work, 45(2), 195-202.
- Harcourt, R. (2017). Animal Rights and Human Ethics: The Moral Implications of Animal Welfare Policies. Journal of Agricultural and Environmental Ethics, 30(4), 487-502.
- U.S. Federal Bureau of Investigation (FBI). (2019). The Link Between Animal Cruelty and Human Violence. FBI Law Enforcement Bulletin.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Büşra Arslan tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlenmiştir.

