Toplumsal travma, bireylerin veya grupların büyük ölçekli ve yıkıcı olaylar sonucunda yaşadığı psikolojik etkileri ifade eder. Bu tür travmalar, savaş, terör, doğal afetler ve diğer kitlesel şiddet olayları gibi durumlar sonucunda ortaya çıkabilmektedir. Toplumsal travmanın bireyler üzerindeki etkileri derin ve kalıcı olabilir. Bu etkiler, yalnızca mağdurları değil, aynı zamanda sonraki nesilleri de etkileyebilmektedir (Özyanık ve Tarlacı, 2023).
Toplumsal Travmanın Psikolojik Etkileri
Psikolojik Semptomlar: Toplumsal travma dönemlerinde bireyler, kaygı, depresyon ve PTSD (Travma Sonrası Stres Bozukluğu) gibi psikolojik semptomlar geliştirebilir. Araştırmalar, toplumsal travma yaşayan bireylerin %67.7’sinin kendi gelişimlerine katkı sağladığını ve temel inançlarında değişiklikler yaşadığını göstermektedir (Özyanık ve Tarlacı, 2023).
Kuşaklararası Etkiler: Tarihsel toplumsal travmalar, kuşaklar arası aktarım potansiyeline sahiptir. Örneğin, Dersim 1938 olayları gibi travmaların etkileri, sonraki nesillerde psikososyal yakınmalara yol açabilmektedir. Ebeveynlerin yaşadığı travmalar, çocuklar tarafından içselleştirilir ve bu durum onların davranışlarını ve duygusal durumlarını etkileyebilir.
Toplumsal Travmanın Kaynakları
Toplumsal travmanın başlıca kaynakları arasında savaş ve terörizm yer almaktadır. Bu tür olaylar, toplumların psikolojik yapısını derinden sarsar ve kolektif hafızada kalıcı izler bırakır. Psikotarih alanında yapılan çalışmalar, grup dinamiklerinin toplumsal şiddet olayları üzerindeki etkilerini incelemekte ve bu dinamiklerin nasıl oluştuğunu anlamaya çalışmaktadır.
Terör Olayları
- PKK ve Diğer Terör Saldırıları: Türkiye, uzun yıllardır PKK ve diğer terör gruplarının saldırılarına maruz kalmıştır. Bu saldırılar, hem doğrudan etkilenen bireylerde hem de geniş toplum kesimlerinde korku ve güvensizlik hissine yol açarak toplumsal travma yaratmıştır (Derin ve Öztürk, 2023).
Savaş ve Göç
- Suriye İç Savaşı: 2011’den itibaren Türkiye’ye gelen milyonlarca Suriyeli mülteci hem kendi yaşadıkları travmalar hem de yerel toplum üzerindeki etkileriyle önemli bir toplumsal travma kaynağı olmuştur. Bu durum, sosyal uyum sorunlarını beraberinde getirmiştir.
Doğal Afetler
- Sel ve Yangınlar: Türkiye’de meydana gelen büyük sel felaketleri ve orman yangınları da toplumsal travmalara neden olmuştur. Özellikle 2021 yazında yaşanan orman yangınları, birçok insanın evini kaybetmesine ve çevresel tahribata yol açarak derin psikolojik etkiler bırakmıştır.
- 1999 İzmit Depremi: 17 Ağustos 1999’da meydana gelen bu deprem, yaklaşık 17.000 kişinin ölümüne ve yüz binlerce insanın evsiz kalmasına yol açtı. Bu olay, Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi ve toplumsal travma olarak derin izler bıraktı.
- 2020 İzmir Depremi: 30 Ekim 2020’de gerçekleşen bu deprem, birçok insanın hayatını kaybetmesine ve ciddi maddi hasara neden oldu. Toplumda korku ve kaygı yaratırken, geçmişteki depremlerle ilgili travmaları da tetikledi.
Salgın Hastalıklar
- COVID-19 Pandemisi: 2020 yılında başlayan COVID-19 pandemisi, sağlık sistemini zorladı ve toplumda büyük bir belirsizlik yarattı. Bu durum, bireylerde kaygı bozuklukları ve depresyon gibi psikolojik sorunların artmasına neden oldu.
Bu olayların her biri, bireylerin ruh sağlığı üzerinde kalıcı etkiler bırakmıştır. Yas, korku, çaresizlik gibi duyguların yayılmasına yol açmıştır. Toplumsal travmaların etkileri, zamanla bireylerin günlük yaşamlarını da olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, yaşanan travmalar sonrası psikolojik destek sağlanması önem taşımaktadır.
Toplumsal Travmaların Kolektif Hafızaya Yansıması
Toplumsal travmalar, bir toplumun kolektif hafızasında derin izler bırakır. Bireylerin ve grupların kimliklerini, değerlerini ve ilişkilerini şekillendirir. Bu yansımalar, çeşitli mekanizmalar aracılığıyla gerçekleşir:
1. Anlatı ve Hikâye Anlatımı
Toplumsal travmalar, bireylerin yaşadıkları deneyimleri paylaşmaları yoluyla kolektif hafızaya aktarılmaktadır. Aileler ve topluluklar, yaşanan olayları anlatırken belirli hikâyeleri ve sembolleri tekrar ederler. Bu anlatılar, toplumsal kimliği pekiştirir ve travmanın anlamını oluşturur.
2. Edebiyat ve Sanat
Romanlar, şiirler, filmler ve diğer sanat eserleri, toplumsal travmanın duygusal yükünü taşır ve bu deneyimleri geniş kitlelere ulaştırır. Örneğin, savaş sonrası yazılan eserler, savaşın getirdiği acıları ve kayıpları dile getirerek toplumsal hafızayı şekillendirir.
3. Anma Törenleri ve Ritüeller
Toplumlar, travmatik olayları anmak için çeşitli törenler ve ritüeller düzenler. Bu tür etkinlikler, geçmişteki acıların hatırlanmasını sağlar ve toplumsal dayanışmayı güçlendirir. Örneğin, soykırımı veya savaş kayıplarını anma etkinlikleri, kolektif hafızanın canlı tutulmasına yardımcı olur.
4. Eğitim ve Öğretim
Okullarda verilen eğitim, toplumsal travmaların nasıl hatırlanacağına dair önemli bir rol oynar. Müfredatlar aracılığıyla öğrenciler, geçmişteki olaylar hakkında bilgi sahibi olurken; bu bilgilerin nasıl yorumlanacağı da şekillenir. Böylece yeni nesillerin kolektif hafızası oluşturulur.
5. Medya Temsili
Medya, toplumsal travmaları gündeme getirerek bu olayların toplumda nasıl algılandığını etkiler. Haber raporları, belgeseller ve tartışma programları aracılığıyla travmaların görünürlüğü artar. Bu süreçte medya, belirli anlatıları destekleyebilir veya sorgulayabilir.
6. Nesiller Arası Aktarım
Toplumsal travmaların etkileri yalnızca bireylerde değil, nesiller arasında da aktarılır. Geçmişte yaşanan travmalar, aile hikâyeleri aracılığıyla yeni nesillere aktarılırken; bu durum bireylerin kimliklerini ve dünyaya bakış açılarını şekillendirir.
Toplumsal Travmanın İyileşme Süreci
Toplumsal travmanın iyileşme süreci karmaşık bir süreçtir. Bireylerin ve toplumların yaşadığı travmatik deneyimlerin üstesinden gelmeleri için çeşitli destek mekanizmalarına ihtiyaçları vardır. Bu bağlamda, toplumsal hafızanın yeniden yapılandırılması ve travmanın etkilerinin kabul edilmesi önemlidir. Ayrıca, sanat ve kültürel çalışmalar da toplumsal travmanın iyileşmesinde önemli bir rol oynamaktadır (Aypek Arslan ve Kayıkçı Kotan, 2021).
Toplumsal travma konusundaki araştırmalar, bu olguların derinlemesine anlaşılması için multidisipliner bir yaklaşım gerektirmektedir. Bireysel deneyimlerin yanı sıra toplumsal dinamiklerin de göz önünde bulundurulması, daha etkili iyileşme stratejileri geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Kaynakça
• Aypek Arslan, A., & Kayıkçı Kotan, S. (2021). Savaşın toplumsal etkileri bağlamında Suriye iç savaşı ve sanat. Sanat ve Tasarım Dergisi (STD), (Aralık), 75-97.
• Derin, G., & Öztürk, E. (2023). Toplumsal travma ajanları olarak savaş ve terörizm: Modern psikotravmatolojik ve dissoanalitik bir yaklaşım. Aydın İnsan ve Toplum Dergisi, 9(2), 65-82.
• Özyanık, T., & Tarlacı, S. (2023). Toplumsal travma döneminde travma sonrası gelişim ve temel inançlardaki sarsılmalar. Gelişim ve Psikoloji Dergisi, 3(6), 121-142.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Gonca Aktaş tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlenmiştir.