İçerik Akışı:
- Yönetmelik ne anlatıyor?
- Psikoloji öğrencileri ve mezunları için ne ifade ediyor?
- Yönetmelik ile beraber yankılanan olumsuz yorumlar neler?
- Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’da yer alan psikolog unvanına ilişkin maddeler
- Olumsuz yorumlar ışığında.. Alanın hangi düzenleme ve gelişmelere ihtiyacı var?
- Yönetmelik için olumlu değerlendirmeler olabilir mi?
- Sonuç ve Çağrı
‘Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında’ düzenlenen yönetmeliğin yürürlüğe girmesi psikoloji alanı için birçok tartışmayı beraberinde getirdi.
Dikkat çeken, bakanlıktan alınabilecek ruhsat ile mesleklerini serbest olarak icra edebilecek diyetisyen, dil ve konuşma terapisti, fizyoterapist ve ilgili diğer sağlık alanı lisansiyerlerini kapsayan yönetmeliğin psikoloji alanı için psikoloji lisansiyerlerini (psikolog) değil de klinik psikoloji alanında yüksek lisansını tamamlamış olan klinik psikologları dahil etmesi oldu.
Yönetmelik ne anlatıyor?
Türkiye’de psikologların, danışmanlık ve terapi hizmeti sunabilmesi için belirli standartlar (mesleki yeterlilik, ilgili eğitimleri tamamlama, psikolojik hizmetlerin sunulacağı mekânın fiziksel koşulları, etik kurallar çerçevesinde hizmet verme) bulunmaktadır. Ancak, psikologların serbest meslek icrasına ilişkin doğrudan bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
Yönetmelikler, yasa veya ana mevzuatla uyumlu şekilde düzenlemeler getirir ve daha üst düzey normlarla ters düşmemelidirler. Ayrıca yönetmelik düzenlemeleri, belirli meslek gruplarının faaliyet alanlarını, çalışma şartlarını veya serbest çalışabilme yetkilerini düzenleyebilir veya sınırlayabilir.
Söz konusu yönetmeliğin ilgili sağlık hizmetlerini kapsadığı ve Sağlık Bakanlığı’nın yetkili olduğu alanlar için geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla, psikologlarin hiçbir koşulda serbest meslek icrasında bulunamayacağına veya her şekilde bu koşullarda çalışması gerektiğine ilişkin bir yasa düzenlemesi değildir.
Klinik psikologlar açısından da benzer bir durum söz konusudur. Yönetmelik, sağlik meslek mensubu olarak faaliyet gösteren klinik psikologlarin uymaları gereken şartları düzenlemektedir. Özetle, Sağlık Bakanlığına bağlı olmayan bir alanda çalışan bir klinik psikoloğun faaliyetleri bu yönetmeliğin kapsamı dışında kalır; örneğin kurumsal danışmanlık hizmeti.
Bu doğrultuda, belirsizlikler mevcut olup, ileride ‘klinik psikolog’ unvanının serbest kullanımı ve bu unvan üzerinden yürütülen faaliyetlere yönelik sınırlamalar getirilip getirilemeyeceği ayrı bir tartışma konusudur.
Yönetmelikte yalnızca ‘klinik psikolog’ ünvanı yer almaktadır. Bu durum, yönetmelik kapsamında serbest meslek icrası hakkının yalnızca klinik psikologlara tanındığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak psikologların (klinik ünvanı olmayanların) serbest meslek icrası bu yönetmelik kapsamında açıkça düzenlenmemiştir.
- Farklı alanlarda uzmanlaşmış psikologlar kendi alanları özelinde hizmet vermek için ofis/danışmanlık merkezi açabilir mi?
- Uygulamalı, akredite eğitimler ve süpervizyon süreçlerini tamamlamış dolayısıyla bu eğitimleri başarıyla tamamlayarak terapi yetkinliği edinmiş psikologlar ne yapmalı? vb.
Bu bağlamda, yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte ‘klinik psikolog’ ünvanı açısından sağlık hizmetleri kapsamında serbest meslek icrasına ilişkin çerçeve ortaya konulmuştur ancak ‘psikolog’ ünvanına sahip bireyler bakımından mevcut hukuki belirsizliğin giderilmediği söylenebilir.”
Yönetmelik psikoloji öğrencileri ve mezunlar için ne ifade ediyor?
Mezuniyetleri sonrasında mesleklerini hangi koşullarda serbest olarak icra edebileceklerine dair hala kapsamlı bir yasal zemin olmamasına rağmen ilgili yönetmeliğin ‘’klinik psikolog’’ vurgusu sebebiyle psikoloji öğrencileri arasında ‘’klinik psikoloji yüksek lisansı yapmalıyım, ücretler çok yüksek, devlet üniversitelerinde kontenjan az, ben iş bulamayacak mıyım’’ gibi negatif söylemler büyüyor. Burada önemli birkaç noktaya değinmek yararlı olabilir.
Öncelikle, psikoloji bilimi birçok farklı alanı kapsar. Psikologlar ‘’davranış bilimi’’ temelinde çalışarak sosyal, kültürel, nörolojik, gelişim, endüstri, spor ve insan davranışının incelendiği birçok alanda hizmet verebilir, uzmanlaşabilir ve akademik çalışmalar yürütebilir.
Ayrıca, yönetmelik klinik psikologlar için bir alan sunmuş olmakla beraber, ilgili kapsayıcı eğitimlerini ve süpervizyonlarını, lisans sürecinde terapi hizmetlerine yönelik akredite derslerini tamamlamış psikologlar için öncesinde olduğu gibi hala kapsayıcı yasal bir çerçeve sunmuyor, standartları sağlayan psikologların terapi hizmeti veremeyeceklerine ya da hangi şartlarda verebileceklerine değinmiyor.
Yönetmelik ile beraber yankılanan olumsuz yorumlar neler?
- Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programlarının her üniversitede yeterli nitelikle sunulmuyor olması, (Lisans düzeyinde ya da nitelikli olmayan eğitimlerin sunulduğu bir özel üniversitede alınan klinik yüksek lisansı, akredite bir üniversitede alanında uzman akademisyenlerden alınan klinik alan derslerini başarıyla tamamlamış ve süpervizyon sürecini de yürütmüş bir lisansiyerden daha fazla terapi yetkinliği sağlar mı?)
- Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programına psikoloji alanı dışından alım yapan üniversitelerin olması, (Herhangi bir lisans bölümünden mezun olan bir kişinin doğrudan kayıt olduğu klinik yüksek lisans programı kişiyi yetkin kılabilir mi? Bu alan istismarının meşrulaşması mıdır?)
- Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programlarının erişilebilirliği, (Devlet Üniversitelerinde sınırlı program ve sınırlı öğrenci alımı – özel üniversitelerdeki anormal program ücretleri)
- Gelişim Psikolojisi, Eğitim Psikolojisi, Genel Psikoloji (İçeriğinde alınan derslerle alanın netleştirilmesi), Uygulamalı Psikoloji vb. farklı alanlarda yüksek lisansını tamamlamış uzman psikologların klinik yüksek lisansına mecbur bırakıldıklarına dair söylemleri.
- ‘’Psikolog’’ mesleği tanımı gereğince yapılabileceklerin sınırlandırılması, (Psikologlar, herhangi bir alanda uzmanlaşmadan psikoloji lisans eğitiminin verdiği yetkinlik kapsamında ve alınan derslerinde içerikleri gözetilerek; test uygulayabilir, danışmanlık hizmeti verebilir, davranış problemleri üzerine çalışma ve gözlem yapabilir)
- Terapi hizmetlerine yönelik akredite, uygulamalı ve süpervizyon süreçlerinin de dahil edildiği dernek ve kurumlarca yetkinlik kazanmış psikologlar mesleklerini serbest icra edebilmek için benzer içerikli klinik yüksek lisansını tamamlaması anlamlı mı?
*Bonus
Sağlık Bakanlığı bünyesinde görüşmeler yapan psikologlar. Sağlık bakanlığı atama dönemlerinde psikoloji lisans mezunu kriteriyle hastanelere psikolog atar.
Hastanede görev alan bir psikolog; poliklinik hizmetleri, psikiyatri servisi, palyatif servisi, trsm ve ilgili noktalarda görev alabilir. Poliklinikte görev yapan bir psikolog, psikiyatristler ile beraber çalışarak mmpi, zeka testleri, duygudurum değerlendirme ve istenen testlerin tümünü (bu testlerin lisansta dersini aldığını ya da eğitimini aldığını belirterek); nöroloji doktoru ile beraber çalışarak nöropsikolojik testleri (ders ya da eğitim aldığını belirterek) uygular. Aynı zamanda psikiyatri polikliniğine gelen hastalar psikiyatrist tarafından çeşitli nedenlerle (hastanın psikolog talep etmesi ve hekimin onaylaması, hekimin hasta için psikolog desteğini uygun bulması ve ilaç kullanımına destek olarak görüşme önermesi vb.) ‘’bireysel terapi hizmeti’’ isteği ile psikologların sistemine atanır. Ve hastanelerde psikologlar bu hizmeti gerçekleştirir.
Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’da konuyla ilgili yer alan bazı maddelere yer verilmiştir.
Ek Madde 13 (6/4/2011-6225/9 md.)
‘’….Psikoloji lisans eğitimi üzerine ilgili mevzuatına göre Sağlık Bakanlığınca uygun görülen psikolojinin tıbbi uygulamalarıyla ilgili sertifikalı eğitim almış ve yeterliliğini belgelemiş psikologlar sertifika alanlarındaki tıbbi uygulamalarda görev alabilirler. …’’
Bir diğer ‘’psikolog’’ unvanı yer alan madde:
Geçici Madde 7 – (Ek: 6/4/2011-6225/11 md.)
‘’Psikolojinin sertifikalı tıbbi uygulamalarında Sağlık Bakanlığınca belirlenen sürelerde çalıştığını ve yeterli tecrübeyi kazandığını belgeleyen psikologlara, Sağlık Bakanlığınca yapılacak sınavlarda başarılı olmak kaydıyla çalıştığı ve tecrübe kazandığı tıbbi uygulamalarda görev alma yetkisi verilir. Bu yetkinin verilmesine ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenir.’’
Kaynak: Türkiye Cumhuriyeti Resmî Gazetesi. (14 Nisan 1928). Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun, Kanun Numarası: 1219, Sayı: 863, Tertip: 3, Cilt: 9, Sayfa: 126.
Olumsuz yorumlar ışığında.. Alanın hangi düzenleme ve gelişmelere ihtiyacı olabilir?
(Mevcut görüşler ve alanın sesine kulak vererek derlenmiştir)
- ‘’Psikolog’’ mesleği tanım ve kapsamının netleşmesi; psikoloji lisans eğitiminin verdiği yetkinlik kapsamında ve alınan derslerin içerikleri gözetilerek çalışma alanları yasal zemine taşınabilir.
- Alandaki yığılma, niteliksiz programların çoğalması ve beraberinde gelen olumsuz sonuçların önüne geçilmesi için psikoloji programlarına baraj sınırlaması getirilebilir.
- Psikoloji lisans programlarına uygulamaya yönelik eğitimler eklenebilir, süpervizyon mezuniyet için zorunlu bir kriter haline getirilebilir.
- Dernek ve kurumlarca verilen eğitimler denetlenebilir ve bu eğitimlerin geçerliliği için kriterler belirlenebilir. Bu eğitimleri tamamlayan psikologların uygulama alanına ilişkin düzenleme sağlanabilir.
- Klinik yüksek lisans programlarının alan dışı lisans mezunlarının alımı durdurulabilir.
- Klinik yüksek lisans programlarının içeriği ve niteliğinin sınırları belirlenerek denetlenebilir ve standartlar korunabilir.
- Klinik Psikoloji Yüksek Lisans programlarının ücretlerine yönelik düzenlemeler ve sınırlamalar yapılabilir.
Yönetmelik için olumlu değerlendirmeler olabilir mi?
Psikoloji alanına ilişkin talan: Psikoloji alan dışı kimselerin, maddi kazanç veya kişisel çıkar sağlamak amacıyla yaptığı uygunsuz uygulamaların tümü. Örneğin, “zihin okuma”, “saf enerji terapileri” gibi uygulamalarla gelir elde etmek isteyen bu gruplar, psikolojinin temel amacını ve etik ilkelerini ihlal ederek, bireylerin sağlığını riske atmaktadırlar.
Tabii ki yıllardır süregelen yasal boşluğun sadece klinik psikologlar için bile olsa yasal bir zeminde düzenlenmesi olumlu bir gelişme ifade edebilir. Ayrıca ilgili söylem klinik psikologların yalnızca psikolog çalıştırabileceği yönünde de bir düzenleme getirmektedir. Eğer yönetmeliğin alan için sunduğu olumlu çıktılara bakmak istersek, talanın bir miktarda olsa sınırlanabileceğini düşünebiliriz.
Ancak bu kez de alanı talan eden kişilerin zaten yasal bir zemine dayanmadan bu uygulamaları sürdürdüklerini bildiğimizden yönetmelikteki yenilik yüksek oranda bir caydırıcılık sağlamıyor. Önceki bölümde bahsedilen problemlerle beraber ele alındığında bu olumlu durumun etkisi düşük kalıyor olabilir.
Sonuç olarak,
Terapi yetkinliği, eğitimin niteliği, uygulamalı deneyimlerin derinliği ve etkili süpervizyon olanaklarıyla şekillenir; bu, alandaki tartışmasız gerçeklerden biridir.
Eğer klinik yüksek lisans programı, akredite bir üniversite tarafından sunuluyorsa ve alanında uzman akademisyenler tarafından veriliyorsa, bu program terapi yetkinliği sağlar. Aynı zamanda lisans düzeyindeki eğitim de iyi bir temel oluşturabilir ve beraberinde pratik deneyim, süpervizyon süreçleri, onaylı derneklerce verilen kapsamlı eğitimlerle desteklendiğinde başarılı bir terapist olma yolunda önemli bir adım olabilir. Hatta bazı üniversiteler bu yetkinlik gereklerini lisans programlarında ders olarak tamamlatır.
Dolayısıyla ‘psikolog’ ünvanına sahip bireyler bakımından mevcut birçok hukuki belirsizliğin giderilmediği ve belirtilen tüm noktaları kapsayan bir düzenleme yapılmadığı sürece atılan her adımın yeni problemler ve yeni soru işaretleri doğuracağı söylenebilir.
*Tüm bu yorumların ülkemiz psikoloji alanındaki gelişmeler ve mevcut durum göz önüne alınarak yapıldığını vurguluyor, psikoloji alanındaki gelişimlerini daha ileri seviyelerde sürdüren ülkelerin çalışmaların incelenmesinin önemini kabul etmekle birlikte ülkemizdeki psikoloji alan şartlarının göz önünde bulundurulması gerektiğine inanıyorum.