Günümüzde futbol, farklı kitlelere hitap etmesi ve geniş bir küresel ağa sahip oluşuyla spor dalları arasında öne çıkıyor. Her ne kadar son dönemlerinde hızla endüstriyelleşme yoluna girse de yıllar boyunca ikonik anlara, unutulmaz sezonlara ve taraftarların isimlerini coşkuyla haykırdığı pek çok futbolcuya tanıklık ettik.
Bu içerikte futbol tarihinin önemli bir parçası olan ezeli rekabetlerin serüvenlerini sahanın ötesinde sosyokültürel, ekonomik ve psikolojik etmenler çerçevesinde inceleyeceğiz.
1. Rangers V Celtic – Old Firm (İskoçya)
Kökenleri, Martin Luther’in 1517’de “95 Tez” olarak bilinen görüşlerini Wittenberg Kalesi Kilisesi’nin kapısına çivileyerek halka duyurmasına kadar uzanan bir rekabet…
Protestan topluluğun temsilcisi Rangers ile kıtlık sebebiyle İskoçya’ya göç etmiş Katolik İrlandalıların kurduğu Celtic’in rekabeti şüphesiz dünyanın en bilinen derbilerinden biri. Uzun yıllar boyunca taraftarlarının dini kimlikleriyle özdeşleşen kulüpler, diğer mezheplerden oyuncularla sözleşme yapmayı reddettiler. İşin içerisine dönemin siyasi ayrılıkları da girdiğinde iki kulübün maçları zaman zaman şiddet olaylarına sahne oldu.
Mezhep ayrılığından doğan bir çekişmenin ilerleyen dönemlerde şiddet dolu bir noktaya nasıl gelebildiğini düşündüğümüzde, Leon Festinger’in “bilişsel uyumsuzluk teorisine” bakmak faydalı olabilir.
Bireylerin, inançlarıyla çelişen bilgiler ya da eylemlerle karşılaştığında, aradaki tutarsızlığı azaltma isteğiyle, doğrulama yanlılığı ve hatalı analojilerle mantıksız eylemlere yol açan bir olgu olarak tanımlanan bilişsel uyumsuzluk kavramı; aslında sadece İskoç derbisinin değil, tarih boyunca Otuz Yıl Savaşları gibi binlerce kaybın yaşandığı mezhep kökenli savaşların da temeline dair fikir sunuyor (Yıldırım vd., 2021).
2. Boca Juniors V River Plate – Superclásico (Arjantin)
Pek çok açıdan dünyanın en sert geçen karşılaşmalarına sahip olan Boca Juniors – River Plate rekabeti, Arjantin’in sınıfsal ve ekonomik ayrışmalarının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor.
İşçi ve alt ekonomik sınıfları temsil eden Boca’nın, temeldeki mahalle kültürünü canlı tutan yapısı karşısında River Plate’nin ağırlıklı olarak toplumun orta-üst ekonomik kesimlerinden oluşan taraftarları yer alıyor. Her iki takımın taraftarları da çeşitli ritüeller, marşlar ve ikonik tribün şovlarıyla kulüplerine karşı derin bir bağ ve kolektif bir kimlik oluşturmayı başarmıştır. Ancak bu kimliğin temellerinin ciddi bir kısmı “biz” ve “ötekiler” anlayışından doğmuştur. İki takım arasındaki sosyokültürel kökenli nefret, bireylerin topluluk içerisinde anonimleşebilmesi ve içgüdülerine daha kolay teslim olabilmesiyle birlikte eyleme dönüşmüş ve maalesef ki futbol tarihinin en kanlı olaylarından bazılarına tanıklık etmemize neden olmuştur.
Yaşanan olayların, Fransız sosyolog Le Bon’un, bireyin kitle içerisinde bir çeşit bilinç kaybıyla kontrol mekanizmasını yitirip sosyal bağlamın etkisiyle hareket etmesini de ele alan “kitleler kuramını” doğrular nitelikte olduğu söylenebilir (Le Bon, 2022).
1994 yılında, River Plate’in 2-0’lık galibiyeti ile biten bir maç sonrası, iki River Plate taraftarının Boca’lılar tarafından öldürülüp bir duvara “Şimdi skor eşitlendi, River Plate 2-2 Boca Juniors” yazılması şiddetin boyutunun ne kadar ileri gittiğini kanıtlamaktadır.
3. AS Roma V SS Lazio – Derby della Capitale (İtalya)
Benito Mussolini, Roma şehrini sportif açıdan başarıyla temsil edecek bir kulüp kurmayı amaçlıyordu. O dönemde şehirde bulunan takımların, günümüzdeki AS Roma çatısı altında birleşmesini emretmiş olsa da bu birleşmeye katılmayı kabul etmeyen bir kulüp vardı: SS Lazio.
Bu durum, seneler boyunca sürecek olan bir çekişmenin başlangıcıydı. İlerleyen yıllarda Lazio’nun taraftar grubu Irriducibili, aşırı sağcı tezahüratları ve eylemleriyle tartışılırken kulübün eski futbolcularından Di Canio’nun Nazi selamı ve yine taraftarların göçmenlere yönelik sert tepkileri tartışmaları alevlendiren unsurlardan bazılarıdır.
Buna karşılık, AS Roma tribünlerinde sol ideolojilere sahip taraftar grupları kendilerini gösteriyordu. Tribünlerde açılan işçi haklarına yönelik pankartlar, kulübün destekçilerinin yoğun olduğu işçi mahallelerine referans vermektedir.
Geçmişten bu yana her iki taraf için de büyük önem taşıyan derbiler, dönemsel olarak sahanın da ötesinde ciddi olaylara ve taşkınlıklara da sebep olmuştur. Oysa, şimdilerde her iki takımın taraftar grubu da siyasi kimlikleri bakımından daha kozmopolit bir yapıya bürünse de hâlâ en coşkulu tribünlerin başında yer almaktadırlar. Üstelik, bazı zamanlar iki tarafı da birleştirebilecek ortak bir düşman da vardır: Roma polisi!
4. Galatasaray V Fenerbahçe – Kıtalararası Derbi (Türkiye)
Galatasaray – Fenerbahçe derbileri, Türk futbolunda en köklü ve rekabetçi çekişmelerden biridir. 1905’te, günümüzde Galatasaray Lisesi olan dönemin Mekteb-i Sultânî’sinde Ali Sami Yen ve arkadaşları tarafından kurulan Galatasaray; Avrupa’da kazandığı kupalarla birlikte kuruluşundaki “Türk olmayan takımları yenmek,” misyonunu devam ettirmiştir.
İki yıl sonra, takvimler 1907’yi gösterirken Türk futbolunun Avrupa’daki bir diğer önemli temsilcisi Fenerbahçe’nin temelleri atılmıştır. “Moda’da Beşbıyık Sokağı 3 numaralı evin alt katı” olarak belirtilen kuruluş yeri, bugüne baktığımızda Fenerbahçe’yle özdeşleşmiş bir lokasyon olarak öne çıkmaktadır.
Listedeki diğer derbilerin aksine, Galatasaray – Fenerbahçe rekabetinin temellerini herhangi bir din/mezhep, siyasi görüş ya da ekonomik sınıf farklılığına dayandırmak zordur. İki takımın taraftarları arasında da çeşitli kimliklere mensup çok sayıda farklı birey bulunmaktadır.
Buna rağmen, hem Galatasaray – Fenerbahçe derbilerinin hem de Türkiye’deki genel futbol ikliminin şiddet ve gerilim ekseninde ilerlediğini gözlemliyoruz. Bunun olası sebeplerinden bazıları, futbol müsabakalarında şiddetin rasyonalize edilmesi, taraftar profillerinin provokasyona meyilli oluşu ve tribünlerin “güç/erkeklik göstergesi” için uygun zeminler olarak sunulması şeklinde sıralanabilir (Connell, 1995).
Bunlarla birlikte; ülkedeki ekonomik kriz, sosyal adaletsizlik ve siyasi müdahaleler gibi unsurların her alanda olduğu gibi futbola da yansıması kaçınılmazdır.
Ek Okumalar
Spor Psikolojisi Alanında Merak Ettiklerinizi Sorduk
Kaynakça
Yıldırım, M., Aslan, G., Akgül, Ö., Gözaydın, Z., Uraltaş, K., Erdem, Varol., Serdar, Meryem., Güler, Abdurrahim., Geçer, Ekmel., Özcan, Neslihan., Işıldar, Hatice., Çötok, Nesrin., Karaman, Mahmut., Meral, Betül., Akgül, Enise., Özalp, Ahmet., Kırık, Ali. ve Orkan, Serra. (2021). Sosyal Psikoloji El Kitabı. Grafiker Yayınları.
Le Bon, G. (2022). Kitleler Psikolojisi. (E. Kanun, Çev.) Say Yayınları.
Connell, R. (1995). Masculinities. University of California Press.

