Tercih dönemindeki tüm adaylara merhaba,
Sıralamalar açıklandı, tercih listeleri yapılıyor. Kafanız çok karışık biliyoruz. PDR ya da RPD, psikoloji mi, değil mi, puanlar, sıralamalar, iş imkanları, yetkiler, bölüm içerikleri… Bu uzun yolun en karışık kısmına geldiniz. Biz de sizlere yardımcı olabilmek adına “Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik” bölümünü tercih etmeyi düşünen tüm adaylara minik bir ışık yakmak istedik ve Türk PDR Derneği İstanbul Şubesi, Şube Sekreteri Uzm. Psk. Dan. Gülnihal Kaçıra Çapacıoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik. “Pdr nedir, mezunları hangi kurumlarda çalışır, mesleğin geleceği ne durumda, bölümü tercih ederken nelere dikkat etmeliyiz, Türk PDR Derneği neler yapıyor?“… Sizleri bu soruları ve daha fazlasını cevaplamaya çalıştığımız söyleşimizi okumaya davet ediyorum. Umarım sizin de sorularınızı cevaplamış oluruz.
Söyleşi teklifimizi kabul ettiği için kendisine bir kez daha teşekkür ederiz 🌻
Tercih dönemi için hazırladığımız diğer içeriklere de bakabilirsiniz: Sıralamalar, taban puanları ve diğer merak ettikleriniz için; Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Puanları ve Sıralamaları | 2019 – Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümüne Yönelmek Ama ben psikolojiyi de merak ediyorum için; Psikoloji Bölümünü Tercih Edeceklere Mektup – Psikoloji Bölüm Ücretleri –Psikoloji Bölümü 2019 Taban Puanları
- Merhaba, PDR ile ilgili sorulara geçmeden önce bize kendinizi tanıtır mısınız?
1978 yılında Kahramanmaraş’ta doğdum. İlk ve orta öğrenimimi Antakya ve Mersin’de, lise öğrenimimi ise Mersin 19 Mayıs Süper Lisesinde tamamladım. Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Lisans programını 2001 yılında tamamladım. Aynı üniversitenin Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı Eğitim Programları öğretiminde 2014 yılında yüksek lisansımı tamamladım. Tezimde, Yaratıcı dramanın 9.sınıf öğrencilerinin öfke denetimi becerileri üzerine etkisini inceledim.
2001 yılında Milli Eğitim Bakanlığında (MEB) göreve başladım. İlkokul ve lisede görev yaptım. İzmir/Buca ve Beşiktaş Rehberlik Araştırma Merkezlerinin (RAM) kuruluşunda da yer aldım. Halen bir lisede görev yapıyorum. 2008 yılından itibaren devam eden “Özel Çocuklar Sanatla Buluşuyor Projesi” kapsamında BULUŞMA adlı sosyal sorumluluk projesinde okul koordinatörü olarak görev aldım. Bakanlığın ve ilçe milli eğitim müdürlüğünün yürütmüş olduğu bazı çalışmalarda eğitimci olarak görev aldım. Psikolojik danışmanların birlik, beraberlik ve mesleki dayanışmasını sağlamak amacıyla kurulan Türk PDR Derneği üyesiyim. Aynı zamanda Türk PDR Derneği İstanbul Şube Yönetim kurulu üyesiyim. Edebiyat, tarih, resim, yaratıcı drama ve farklı kültürleri tanımak ilgi alanlarım içindedir. Farklı coğrafyaları gezmek ve oralar hakkında bilgi edinmek, tarihi ve kültürel dokusuna tanık olmak beni mutlu eder. 4K sever diyerek özetleyeceğim: Kitap, Kahve, Kedi ve Kış tutkunuyum…
- Hemen hemen herkesin PDR bölümü hakkında az da olsa bilgisi var. Meslek seçimi yapmayı düşünen adayların ise daha net bilgilere ihtiyacı var. Bu nedenle PDR bölümünden bahseder misiniz? Nedir PDR?
Psikolojik danışma; ruh sağlığı normal olan bireylerin kişisel, sosyal, akademik ve kariyer alanlarında kendilerini bir bütün olarak geliştirebilmeleri, bu alanlarda karşılaştıkları sorunlarla başa çıkabilmeleri, ruh sağlığının güçlendirilmesi ve psikolojik sağlamlığın arttırılması amacıyla; bilişsel, duyuşsal, etkileşimsel ve davranışsal müdahale stratejilerinin uygulandığı profesyonel bir ilişkidir.
Rehberlik ise psikolojik danışma sürecinde daha çok bilgi verme kısmına dahildir ve her alanda olabilir.
PDR; üniversitelerin eğitim fakültelerinde eğitim bilimleri bölümü altında bir anabilim dalıdır. PDR mezunu kişilerin unvanı psikolojik danışmandır.
PDR alt alanları; ruh sağlığı psikolojik danışmanlığı, okul psikolojik danışmanlığı, kariyer psikolojik danışmanlığı, aile ve çift psikolojik danışmanlığı, rehabilitasyon psikolojik danışmanlığı, bağımlılık psikolojik danışmanlığıdır.
- Peki, sizin nasıl bir tercih döneminiz oldu? PDR’ye nasıl yöneldiniz?
Benim tercih sürecim tamamıyla rastlantısal oldu. Asıl hedefim hukuk okumaktı. Sınava hazırlanırken istediğim başka bir şey yoktu. Büyükşehirde olan hukuk fakültelerini yazdıktan sonra bir tane PDR tercihi yaptım. Bu tercihte yakın arkadaşım etkili oldu. İşin aslı, bu konuda bilinçli tercih yapmış sayılmam.
Bir psikolojik danışmanın sahip olması gereken özellikleri; mesleki bilgi, psikolojik danışma becerileri ve psikolojik danışmanın kişilik özellikleri olmak üzere 3 temel başlıkta sıralayabiliriz. Bunlardan mesleki bilgiler üniversite boyunca bizlere kazandırılan özelliklerdir. Geriye dönüp baktığımda, her ne kadar bilinçli bir tercih olmasa da derslerim başladığında ve öğrendikçe bu alanın bana uygun olduğuna emin oldum.
Lise yaşantım boyunca iyi bir dinleyici ve konuşmacıydım. İnsanları ve kendimi anlama konusunda iyiydim. Problem durumlarında çözüme yönelik girişimlerim olurdu. Çevremdekileri isteklendirirdim.
Rastgele bir tercihin hayatımı bu şekilde olumlu etkilemesi hem şans hem de benim bu şansı doğru değerlendirmem sayesinde oldu diyebilirim. “Mesele küçük bir fark yaratmakta” diyerek başladığım iş günümü, iyi ki bu mesleği seçmişim diyerek tamamlıyorum. Sanırım bu noktada işini severek yapan mutlu azınlık arasında yer alıyorum.
- PDR bölümü mezunları sadece okullarda çalışabiliyor gibi bir algı var. Çalışma alanı bununla sınırlı mı? Başka hangi alanlarda çalışabilirler?
Psikolojik danışmanlar MEB’de veya özel okullarda “rehberlik öğretmeni” pozisyonunda çalışmakla birlikte, Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde, RAM’larda, Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı rehberlik ve psikolojik danışma birimlerinde, anaokullarında, kreşlerde, dershanelerde, aile ve çocuk mahkemelerinde, aile danışmanlığı merkezilerinde, özel danışmanlık merkezlerinde, gençlik ve spor bakanlığında, Türkiye Futbol Federasyonunda spor ve performans danışmanı olarak, özel şirketlerin ve iş yerlerinin insan kaynakları ile eğitim birimlerinde çalışabilmektedirler. Aynı zamanda üniversitelerin akademik kadrolarında, uzmanlaştıkları alanlarda uzmanlık derece ve unvanlarına göre çalışabilirler.
- Bu çalışma alanlarında iş bulma kolaylığı nasıl peki? PDR mezunları rahat bir şekilde iş bulabiliyorlar mı?
21. yüzyıl’da toplumun her alanında psikolojik danışmana olan ihtiyacın artmasına rağmen maalesef istihdamla ilgili sorunlar yaşanmakta. Yaklaşık 20 yıldır PDR’nin en büyük sorunlarından biri alan dışı atamalardı. 30-40 günlük kurslarla verilen sertifikalar ile mesleki donanım sağlanamayacağı gibi; sosyoloji ve felsefe mezunlarının istihdam sorunu halledilmeye çalışılırken PDR’ye zarar verildi.
Yetersiz akademik kadro ile neredeyse ilçelerdeki fakültelerde bile PDR bölümlerinin açılmış olması, mezun sayısını arttırdı. Bu artışla birlikte, atanma kaygılarının da yoğun olarak artması kaçınılmazdı. Hemen hemen her yıl KPSS ile PDR mezunlarından az ya da çok alınmıştır. Bizim istek ve dileğimiz bu sayıların daha çok artmasıdır.
PDR bölümünün önemli avantajlarından biri, insanın olduğu yaşamın her alanına dokunabilmesidir. Bu nedenle kişinin kendini sadece kamu kurum ve kuruluşları ile sınırlandırmaması gerektiğini düşünüyorum.
- Rehber öğretmen/okul danışmanı olarak çalışmaktasınız. Okulda çalışmanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?
3 yıl ilkokulda ve 2 yıl RAM’da çalışmamın ardından 14 yıldır lisede görev yapmaktayım. Öğrencilerin gelişimi ve uyumuna yönelik çalışmalar yapmak, onların 9. Sınıftan 12. Sınıfa kadar süren eğitim yolculuğunda yanlarında olmak, gözlemlemek ve akademik, kişisel ya da mesleki gelişimlerine katkıda bulunmaktan keyif alıyorum. Okulda iletişim, liderlik, problem çözme gibi konuların yanı sıra sosyal sorumluluk projeleri yürütme, akran etkinlikleri ve kariyer gelişim planlama çalışmaları ile üniversiteye hazırlık çalışmaları (sınava hazırlanmak, stres yönetimi) yapmakta ve bundan keyif almaktayım. 🙂
Çalışmalarımda yöneticilerle, öğretmenlerle iyi bir iş birliği sağlamanın psikolojik danışmanlık çalışmalarının verimliliği ve iyi bir ekip çalışması yürütülebilmesi açısından önemli olduğunu belirtmek isterim. Bu nedenle; sınıf rehber öğretmeni arkadaşlarımla iş birliği içinde olmaya özen gösteriyorum. Rehberlik çalışmalarında onların gözlem ve geri bildirimleri, süreç içerisindeki katılımları çalışmayı kolaylaştırıyor ve daha keyifli hale getiriyor. Velilere yönelik bilgilendirme seminerleri ve yaşanan gelişimsel durumlara bağlı olarak bireysel görüşmeler yaparak sürece onları da dahil etmek, okul ortamını keyifli hale getiriyor.
Okulda çalışmayı seviyorum çünkü başkalarının yaşamında fark yarattığımda insanların gelişimine katkıda bulunabiliyorum. Bu kendimi iyi hissettiriyor.
Dezavantajlı yanlarını ise şöyle sıralayabilirim: Bazı okullarda fiziksel şartlar iyi olmayabiliyor. Okul psikolojik danışmanı arkadaşlarımız kendilerine ait bir oda, görüşme yapacak bir mekan bulamayabiliyorlar. Her ne kadar bakanlık bu konuda epey yol katetmiş olsa da sorunlar hala devam etmekte. Zaman zaman velilerin ve öğrencilerin beklentilerinin yüksek olması okul psikolojik danışmanını zorlayabilir. Zaman zaman veliler öğrencilerin sorunlarını kabul etmekte zorlanabiliyor ve iş birliğine yanaşmayabiliyorlar. Bazı okullarda da veliler sürece dahil olma konusunda çekimser ve ilgisiz davranmakta. Psikolojik danışmanların okul ortamında bazı ön yargılar ve dirençlerle karşılaşması da sorunlar arasında yer alabilir. İş birliği içinde olunacak yönetici – öğretmen ve velilerin bu alana ilişkin bakış açılarını ve beklentilerini olumluya çekmek ve gerçekçi beklentiler oluşturabilmelerini sağlayabilmek önemlidir ve bu konuda çaba göstermek zaman zaman yorucudur.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 10 Kasım 2017 tarihinde çıkarttığı “Rehberlik Yönetmeliği”, çağdaş ve bilimsel ilkelere uygun hazırlanmadığı gibi eğitim kurumlarındaki “Psikolojik Danışma ve Rehberlik” hizmetlerini de felce uğratmıştır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin bu yönetmelik değişikliğinden dolayı psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinden açıkça uzaklaştırıldığı ve hizmetlere ulaşımının neredeyse imkânsız hale getirildiği bir yönetmelik değişikliği yapılmıştır. Psikolojik danışmanlara verilen nöbet görevi, okullarda idari evrak işleri gibi işlerin psikolojik danışmanlara yaptırılması, boş derslere girmesi gibi uygulamalar öğrenci üzerinde bir otorite figürü olmaması gerektiğinden kesinlikle çağdaş eğitime aykırıdır ve psikolojik danışma ve rehberlik hizmetini sekteye uğratmıştır.
Bilimselliğe ve meslek etiğine aykırı bu yönetmelik çalışma motivasyonunu düşürmekte ve görevimizi nitelikli bir şekilde yerine getirmemizi engellemektedir. Gerekli düzenlemelerin bilimselliğe, meslek etiğine uygun ve psikolojik danışma esasları dikkate alınarak, bu konuda yetkili olan Türk PDR Derneğinden destek alınarak yapılmasını talep ettik ve hukuksal mücadelimize devam ediyoruz.
- Her yıl artan mezun sayısı ve istihdam oranını karşılaştırdığınızda mesleğin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?
Yaklaşık 20 yıldır PDR’nin en büyük sorunlarından biri alan dışı atamalar. 30-40 günlük kurslarda verilen sertifikalar ile mesleki donanım sağlanamayacağı gibi sosyoloji ve felsefe mezunlarının istihdam sorunu halledilmeye çalışılırken PDR’ye zarar verildi. Türk PDR Derneği bu konuda mücadele etti ve artık kursla sertifika verilmiyor.
PDR mezunlarının iş olanakları oldukça geniş. Örneğin okulların rehberlik birimleri, üniversitelerin psikolojik danışmanlık merkezleri; çocuklar, yaşlılar, engelliler, kadınlar gibi gruplarla sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiren kurumlar, anaokulları, özel eğitim merkezleri, özel firmaların insan kaynakları veya eğitim birimleri gibi.
Her alan mezunu gibi PDR alanı mezunlarının da bireysel farklılıkları oldukça önem taşır. Lisans eğitimi boyunca öğrencinin katıldığı etkinlikler, staj ve gönüllü çalışmalar gibi pek çok faktör onun gelişimini ve iş bulma verimini etkileyecektir. Bunun dışında kişilik özellikleri de (örneğin; dışa dönüklük, yeniliklere açıklık, kaygıyla baş edebilme yetisi, sorumluluk sahibi olma ve kendini düzenleyebilme gibi) kişinin iş performansı ve yetkinliğini etkileyecek başka bir faktör olabilir. Psikolojik danışmanlar kamuda ve özel sektörde bir çok alanda çalışabilmelerine karşın MEB harici alanlarda alım sayısı çok az durumda.
Yeni okulların açılmasıyla, tam gün eğitime geçilmesiyle ihtiyaçların artması sonucunda PDR alımları her sene devam edecektir. Ancak aday sayısının fazla olması bu alanı tercih edecek öğrencilerin üniversite öğrenimi boyunca yeterliliklerini geliştirmesi ve diğer adaylara fark atacak ek çalışmalar yapması, donanıma sahip olması -özellikle özel sektörde- iş bulma olanağını arttıracaktır.
- Son zamanlarda gerek Psikoloji gerekse PDR bölümlerine ilgi oldukça fazla. Bu ilginin sonucunda da birçok vakıf ve devlet üniversiteleri kontenjanı yüksek tutuyor. Bu noktada her üniversitenin eğitimi yeterli mi sorusu ortaya çıkıyor. Sizce Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünü seçecek adaylar nelere dikkat etmeli?
Eğer kişi PDR’yi; atanması, okuması ve çalışması kolay bir meslek olarak gördüyse biraz daha düşünmesini tavsiye ediyorum. Öncelikle her geçen yıl mezun sayısının arttığını göz önünde bulundurursak KPSS’ye çalışmadan kolaylıkla atanmak söz konusu değil. İkincisi PDR, okuması kolay bir bölüm değildir ve olmamalıdır çünkü mezun olduktan sonra işini nasıl yapacağını bilmeyen bir psikolojik danışman, yardım etmesi gereken insanların hayatını, telafisi mümkün olmayacak şekilde olumsuz etkileyebilir. Kişinin ilk işi, bölümü doğru bir şekilde tanımak olmalı. Bunun için PDR öğrencilerinden, çalışmakta olan psikolojik danışmanlardan yararlanabilirler. Seçeceği üniversitenin imkânlarını iyi araştırmalı, bu imkanlardan sonuna kadar yararlanmalı.
Yeterli kaynak ve nitelikli öğretim elemanı önemlidir. Bu nedenle üniversite seçerken dikkatli olmalı, program web sitelerini incelemelidir. Mümkün olduğunca bu konuları bilen kişilere danışabilir ve belki program web siteleri dışında başka yerlerden bilgi toplayabilir.
Özellikle devlet okullarında çalışmayı hedefleyen bireyler için bölümü özel üniversitede veya devlet üniversitesinde okumuş olmak bir ayrım yaratmaz. Fakat kişinin kendini geliştirecek seminer ve eğitimlere katılması, alanı takip ederek çeşitli araştırmalar yapması, öğrencilik hayatında mümkün olduğunca uygulamaya zaman ayırması, farklı okullarda veya çalışmak istediği alanda gözlem yapabilmesi henüz mesleğe başlamadan fark yaratmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Öğrenci kulüplerinde bulunarak ve sorumluluk alarak kendilerini geliştirebilir.. Bulunduğu ilde Türk PDR Derneği Şubesi varsa mutlaka diyaloğa geçmeli.
Türk PDR Derneği İstanbul Şube olarak 1.5 yıl içinde yaklaşık 100 öğrenciyle gönüllü çalışmalar yaptık. Çalışmalarımızda yer alan öğrencilere hizmet içi eğitim adı altında ücretsiz eğitimler verdik. Yaptığımız zirve ve sempozyumda aktif görev aldılar. Böylece sahaya çıkmadan işin uygulama kısmında yer aldılar ve uygulayıcılarla fikir alışverişinde bulunma şansları oldu. PDR bölümü kendini geliştirmenin şart olduğu bir bölümdür. Bu bölümü okuyacak kişi, bölümünü sahiplenmelidir..
- Bir rehber öğretmen olarak psikolojik danışmanlık ve rehberlik bölümünü tercih etmek isteyen öğrencilere tavsiyeleriniz nelerdir?
PDR bölümü yeni bir meslektir ve halen gelişmekte olan bir alandır. Kendinizi farklı alanlarda geliştirerek örneğin yüksek lisans, doktora yaparak uzmanlığınızı kanıtlayacağınız birçok konuda söz sahibi olabileceğiniz bölümdür. Dersleri zevklidir. Sorgulamaya ve insanı anlamaya dönük, iletişimin önemli olduğu bir alandır ve birçok alandan beslenir.
Kendinizi ve diğer insanları daha iyi tanımak istiyorsanız, kişisel gelişiminiz ve öğrenme süreciniz hayat boyu devam edecek. Bu bölümü okuduğunuzda insanlara problemlerini çözme sürecinde destek olabilecek ve insanların yeteneklerini ve ilgi alanlarını fark etmesine ve kendileri için doğru seçimler yapmalarına ve insanların kendileri hakkında bilmediği özelliklerini öğrenmelerine hatta potansiyellerini ortaya çıkarmalarına yardımcı olacaksınız. Tüm bunları gerçekleştirirken olmazsa olmazınız eleştirel düşünme ve detaylı olarak olay ile durumları sorgulamak olmalıdır. Kişi PDR okurken ve mezun olduğunda şu becerileri taşımalı: Okumalı, yazmalı, araştırmalı, eleştirel yaklaşmalı, düşünmeli, gözlem yeteneğini geliştirmeli, dinlemeyi bilmeli, empati kurmalı…