Harold and Maude (1971) Filminin Analizi

Genç Olmasına Rağmen Bir Ölüm Simgesi: Harold Harold, yirmili yaşlarında olmasına rağmen tam olarak olgunlaşamamış, kimlik arayışı devam etmekte olan, depresif belirtiler gösteren bir gençtir. Yüksek sosyoekomik düzeye sahip bir yaşantı sürmektedir. Babası hayatını kaybetmiştir, annesi ise Harold’a karşı oldukça ilgisiz ve soğuk davranarak ihmalkâr ebeveynlik stili göstermektedir. Özellikle duygusal olarak ihmal edilmiş olmasının Harold’ın...

Genç Olmasına Rağmen Bir Ölüm Simgesi: Harold

Harold, yirmili yaşlarında olmasına rağmen tam olarak olgunlaşamamış, kimlik arayışı devam etmekte olan, depresif belirtiler gösteren bir gençtir. Yüksek sosyoekomik düzeye sahip bir yaşantı sürmektedir. Babası hayatını kaybetmiştir, annesi ise Harold’a karşı oldukça ilgisiz ve soğuk davranarak ihmalkâr ebeveynlik stili göstermektedir. Özellikle duygusal olarak ihmal edilmiş olmasının Harold’ın hayatında büyük yansımaları olmuştur. Bunun dışında Harold’ın kendi hayatında başrol olamadığı ve hayatındaki önemli ya da önemsiz kararların annesi tarafından, kendisine herhangi bir söz hakkı tanınmadan verildiği görülmektedir; tabağındaki yemeği kendi isteğiyle bırakamaması, evlilik kararının annesi tarafından verilmesi, Harold’ın cevaplaması gereken mülakat sorularının annesi tarafından cevaplanması, görüşeceği kişileri annesinin seçmesi hatta kendi aldığı arabanın annesinin istediği başka bir araba ile değiştirilmesi bunun örneklerindendir.

Harold’ın ölüme karşı saplantılı davranışının altında annesi tarafından duygusal olarak ihmal edilmesi ve annesinin kontrolcü davranışları yatmaktadır. Geçmişte okulda yaşanan bir olay sonrası polislerin annesine Harold’ın öldüğünü söylemesinin ardından annesinin kontrolü elinden bırakarak panik dolu ve ilgili tepkisi nedeniyle Harold, annesinin dikkatini ve ilgisini çekebilmenin tek yolunun ölüme yeniden yaklaşmak olduğuna inanmıştır. Bu amaçla gerçekleştirdiği intihar girişimleri annesinin gözü önünde sayısız kez tekrarlanır. Harold bu yolla hem pasif bir biçimde hayatının kontrolünü ele almaya çalışırken hem de annesinin ilgisini yeniden kendinde tutmaya çabalar. Fakat yaptığı intihar girişimleri, kendini tavana asması ya da kanlı bir şekilde küvette bulunması, ne kadar gerçekçi olursa olsun annesinden beklediği tepkiyi alamaz, üstelik annesi bu durumu amatör tiyatro olarak adlandırıp Harold’ın henüz olgunlaşamamasının bir göstergesi olarak yorumlar. Bu nedenle annesi, yetişkin gibi davranmaya başlayacağı düşüncesiyle Harold’ın evlenmesi gerektiğine karar verir.  Evlenme fikrinin işe yaramamasının ve Harold’ın eve her gelen eş adayını sahte intihar girişimleriyle kaçırmasının sebebi intihar girişimlerinin henüz olgunlaşamamasından değil annesiyle arasındaki ilişkiden kaynaklı olmasıdır.

Psikanalitik Bakış 

Filmde yaşananlardan dolayı Harold’ın gittiği Psikanalist ölüme olan takıntısı ve annesinin gözü önünde gerçekleştirdiği sahte intihar girişimlerini Oedipus kompleksiyle açıklayarak Harold’ın davranışlarının, annesini kurtarmak istemesi nedeniyle kaynaklandığını düşünür. Psikanalitik bakış açısıyla bakıldığında, Harold’ın sahte intihar girişimleri Oedipus kompleksini (Bkz: Mitolojiden Gelen Psikolojik Terimler: Oedipus ve Elektra) sonlandırabilmek için ölen babasıyla kurmaya çalıştığı özdeşimden de kaynaklanıyor olabilir.

Harold’ın hobilerinden biri binaları yıkan iş makinelerini izlemektir. Binaların yıkılmasından keyif almasının sebebine yine Psikanalitik bakış açısıyla bakıldığında bilinçdışındaki yaşam ve ölüm çatışmasının simgeleşmesinden kaynaklanıyor olabilir, aldığı cenaze arabası da bunun bir göstergesidir. Bina yıkımlarını izlemesi ve sahte intihar girişimlerinin dışında Harold’ın en sevdiği aktivitesi tanımadığı kişilerin cenazelerine katılmaktır. Gittiği cenaze törenlerinden birinde kendisi gibi tanımadığı kişilerin cenazelerine katılan Maude ile tanışır ve ilk arkadaşını edinir.

Yaşlı Olmasına Rağmen Bir Yaşam Simgesi: Maude

Maude 79 yaşında, hayatı her anından keyif alarak doyasıya yaşamaya çalışan, benlik saygısı yüksek enerjik bir kadındır. Yaşlılık döneminin getirdiği zorluk ve zayıflıklara rağmen kişinin kendi değerinin farkında olması, günlük aktivitelerinden keyif alması ve iyimser bir bakış açısına sahip olması;  yaşam doyumunun yüksek olacağı beklentisini yaratır (Yıldız, 2012). Maude da bunu destekler nitelikte yaşam doyumu yüksek bir kadındır. Kronolojik yaş, bireyin doğumundan şu ana kadar geçen yılları ifade eder (Eryılmaz, 2011). Maude’un kronolojik yaşı 79’dur ve orta yaşlı olmasına rağmen biyolojik yaşının daha genç olduğu bilgisine yaşamını desteksiz sürdürebilmesi, rahatlıkla dans etmesi ve araba kullanması gibi aktivitelerinden ulaşılabilir. Maude biyolojik yaşının kronolojik yaşından daha genç göstermesini yaptığı egzersizlerle, sağlıklı beslenmesiyle ve güne başlarken uyguladığı nefes alma tekniği ile açıklar. Literatüre bakıldığında ileri yetişkinlikte yapılan egzersizler hücresel işlevselliğinin artırması ve uzun ömürle ilişkilidir ayrıca motor becerilerdeki gerilemeyi azaltmaktadır (Santrock, 2017).  Bu bilgiler Maude’un açıklamalarını desteklemektedir.

Psikolojik Yaş

Psikolojik yaş, kişinin hissettiği yaştır (Yıldız, 2012). Maude haftaya 80 yaşına basacak olmasına rağmen 20’li yaşlardaki birinin pervasızlığıyla davranır, gittiği cenazelerde arabalar çalar, katıldığı ayinlerde aziz heykellerini boyar, kamu malı olan ağaçları söküp çalıntı küreklerle ormana diker. Psikolojik yaşının da kronolojik yaşına göre daha genç olduğunu piyano çalmak ve şarkı söylemek gibi zihinsel işlevlerin yerinde olmasını gerektiren aktiviteleri yapabilmesi, hayatında gelişen durumlara uyum sağlaması, polisten kaçtıkları durumda olduğu gibi ani durumlarda geliştirdiği baş etme mekanizmaları ile açıklanabilir. Maude oldukça dışadönük, girdiği yeni ortamlarda hemen insanlarla iletişim kurabilen ve sosyal olarak aktif bir karakterdir. Bazı zamanlar heykeltıraşlara da nü modelliği yapar. Maude’un tüm bu davranışları Aktivite (Etkililik) Kuramını ve Süreklilik (Devamlılık) Kuramını desteklemektedir. Orta yaşta olmasına rağmen yaşamını aktif ve gelişime açık bir şekilde sürdürerek her gün öğrenmeye değer yeni bilgiler peşinde koşmuştur. Yukarıdaki bilgiler ışığında Maude’un sağlıklı bir yaşlılık dönemi geçirdiğini söyleyebiliriz.

Maude, hayatı kabullenmiş ve hayatında bir şeylerden şikayet etmekten vazgeçmiş biridir. Kronolojik yaşı göz önünde bulundurulduğunda iki dünya savaşını da görmüştür ve kameranın bir ara kolundaki sayı dövmelerine kaymasıyla Maude’un aslında İkinci Dünya Savaşı’nda Nazi toplama kamplarında kaldığı ve oradan sağ çıktığı anlaşılır. Belki de bu nedenle Varoluşçu yaklaşımın da desteklediği gibi yaşadığı acı dolu yılların ardından yaşadıklarına yakınmak ya da hayattaki olumsuzluklara isyan etmeyi bırakıp, hayatta yaşayabileceği tüm mutlulukları yaşama amacına ve ana odaklı, kendi varoluş amacını gerçekleştirmeye yönelik bir yaşamı tercih etmiştir.

Doğa Temelli Nesne İlişkisi

Nesne İlişkileri Kuramı’na göre bireyler içsel psişik çatışmalarını çevrelerindeki bir nesneyle ilişkisini içselleştirerek sürdürürler (Corsini ve Wedding, 2012). Maude’un hayatı ile ilgili kurduğu nesne ilişkisi doğa temellidir. Tıpkı doğada ağaçların sonbaharda yaprak döküp, ilk baharda yeniden yeşillenmesi gibi doğum ve ölümün yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu kabul eder. Gençliğinde sürdüğü aktivist yaşamın temelinde hem bu düşüncesi hem de Nazi kamplarındaki deneyiminin bilinçdışı etkisi ile özgürlük düşüncesi yatmaktadır. Bu nedenle doğadaki canlıların özgür olması gerektiğine inanarak kafese kapatılan canlılara özgürlüklerini verir, şehrin ortasında tutsak kalmış bir ağacı oradan kurtararak ormana diker ve insanlarında kendi içerisinde tutsak kaldığını fark ederek ölüm düşüncesi ile sıkışıp kalmış olan Harold’a yardım elini uzatır. Yaşlılık döneminde ortaya çıkan depresyon, zihinsel yeti yitimi, nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıklar intihar riskini yordayan unsurlardır (Duru ve Özdemir, 2009). Fakat Maude film boyunca bu tür rahatsızlıkların belirtilerini göstermemiştir.

Maude’un doğumun ve ölümün yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu düşünmesi, 80. Yaş gününün aynı zamandan hayatını sonlandıracağı gün olarak belirlemesinin sebebidir hatta bu nedenle aldığı hapları tam gece yarısı işe yarayacak şekilde yutar. Bu şekilde doğduğu ve öldüğü günün aynı gün olmasını ayarlayarak yaşam döngüsünü tamamlamış olur. Maude’un yaşamının son anına kadar keyfini çıkarması ve sonunda kendi isteğiyle mutlu bir şekilde ölümü seçmesi Erikson’un Psikososyal gelişim dönemlerinden benlik bütünlüğüne karşı umutsuzluk dönemini başarıyla atlattığının bir göstergesidir. Bu nedenle anlamlı ve dolu bir hayat geçirdiğine kanaat getirerek intihar davranışında bulunmuştur.

Karşıtlıklar İlişkisi: Harold ve Maude

Genel olarak bakıldığında film karşıtlıklar üzerine kuruludur. Yollarının kesiştiği andan itibaren Harold ve Maude arasında belirgin zıtlıklar vardır. Harold hayatı hiç yaşayamamışken ölümü düşünür, Maude ise ölümün kıyısından dönmesine rağmen yaşamını dolu dolu yaşar. Her ikisi de cenaze törenlerini sevmelerine rağmen Harold cenazelerde yok oluşu görürken, Maude yaşam döngüsünün devamlılığını görür. Harold kendi hayatını kontrol edemezken, Maude tüm hayatının hatta ölümünün bile kontrolünü elinde bulundurur. Birlikte geçirdikleri vakitlerle zıtlıklarının yok olmaya başlar ve Rol Kuramına uymayan bir biçimde aralarında romantik bir ilişki gelişir. Filmin son sahnesinde, Harold’ın Maude’un intiharının ardından cenaze aracını uçurumdan aşağı atması ve Maude’un ona öğrettiği Banço’yu çalarak uzaklaşması yaşadığı varoluşsal sıkıntıyı ve içsel kimlik karmaşasını çözerek Erikson’un Psikososyal gelişim dönemlerinden kimlik kazanımına karşı kimlik karmaşası dönemini sonunda başarıyla atlattığını göstermektedir. Aynı zamanda yaşadığı kaybın ardından, yas sürecinde Maude’un ona öğrettiği bir enstrümanı çalması da onunla olan bağını koruyarak Maude’un yokluğuna uyum sağlamaya çalıştığını da göstermektedir.

 

Kaynakça

Corsini, R. J., Wedding, D. (2012). Modern Psikoterapi Teknikleri. I. Basım. İstanbul: Kaknüs Yayınları.

Duru, G., Özdemir, L. (2009). Yaşlı intiharları, nedenleri ve önleyici uygulamalar. Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Dergisi, 34-41.

Eryılmaz, A. (2011). Yaşam boyu gelişim yaklaşımı. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 3(1), 49-66.

Santrock, J.W. (2017). Yaşam Boyu Gelişim, Gelişim Psikolojisi (Yüksel, G. Çev. Ed.). (13. Basımdan Çeviri). Ankara: Nobel Yayıncılık. (Orijinal kitabın yayın tarihi 2011).

Yıldız, M. (2012). Bağlanma kuramı açısından yaşlılık dönemine genel bir bakış. Sosyal Bilimler Dergisi, 36:1-30.

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir