Şiddet, günümüz dünyasında, ne yazık ki gitgide büyüyen ve halihazırda yapılan önleyici çalışmaların yetersiz kaldığı bir yara haline gelmiş durumda. Flört şiddeti ise gün geçtikçe büyümeye devam eden bu sorun kapsamında ciddi sonuçlara yol açan, göz ardı edilmemesi gereken şiddetin bir türü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Flört şiddeti; ‘‘flört ilişkisinde partnere karşı acı verici veya yaralayıcı fiziksel veya psikolojik güç ve tehdit kullanımını içeren söz, mimik ve davranışların tümü’’ olarak tanımlanmaktadır (Sugarman ve Hotaling, 1989). Bu tanım özellikle altı alt grup halinde sıralanmaktadır:
Fiziksel flört şiddeti: Bir partnerin diğerinin bedenine kasıtlı olarak zarar vermesi, tahribatta bulunmasıdır. Yumruklamak, tokat atmak, hırpalamak, tekme atmak, bağlamak, kezzapla veya kaynar suyla yakmak, sağlıksız koşullarda yaşamaya mecbur etmek, işkence yapmak gibi davranışlarla örneklendirilebilir.
Cinsel flört şiddeti: Bir partnerin diğerini cinsel birliktelik veya yakınlık için zorlaması, cinsel birlikteliğin veya yakınlığın diğer partner tarafından reddedilmesini kabul etmemesidir. Tecavüz, başkalarıyla cinsel ilişkiye zorlama, cinsel organlara zarar verme, gebeliğe ya da kürtaja zorlama, cinsel içerikli yazılı veya sözlü kaynaklarla tacizde bulunma cinsel şiddetin bazı türleridir.
Psikolojik flört şiddeti: Bir partnerin diğerinde korku uyandıracak, öz güvenini ve öz saygısını zedeleyecek, kişiye kendisini kötü hissettirecek şekilde konuşması veya davranmasıdır. Sözlü taciz, kıskançlık, kişinin eşyalarına zarar vermek, kişinin giyimine karışma, aşağılayıcı ve alaycı konuşma, tehdit ve kişinin ekonomik bağımsızlığını engellemeye çalışma olarak da düşünülebilir.
Sosyal flört şiddeti: Bir partnerin diğerinin sosyal ilişkilerini ve çevresini kısıtlaması, kontrol etmesi, kişinin başkalarıyla görüşmesini/iletişim kurmasını engellemeye çalışması, kişiyi sosyal ilişkilerden ve çevreden soyutlamaya çalışmasıdır. Arkadaş, aile, iş ve okul çevresinden kişiyi uzaklaştırmaya çalışma, izole etme olarak örneklendirilebilir.
Dijital flört şiddeti: Bir partnerin diğerini dijital araçları kullanarak kontrol etmesi, kısıtlaması ve tehdit etmesidir. Aynı zamanda kişinin sosyal medya gibi sanal olarak kullandığı araçları kontrol altında tutma davranışı olarak da değerlendirilebilir.
Israrlı takip: ”Stalking” olarak da bilinen bu şiddet türünde ayrılmış olunan ya da hala devam eden bir ilişkide bir partnerin diğerini sürekli izlemesi ve takip etmesi olarak adlandırılabilir. Bu davranış, gözdağı verme, kontrol altında tutma ya da kişiye bir güvencesi olmadığını hissettirmeyi amaçlamaktadır.
Öldürülme eylemlerinin en çok karşılaşıldığı flört şiddetinin ortaya çıkmasının en önemli faktörleri olarak karşımıza saldırganın bireysel problemleri, toplumsal cinsiyet rolleri, ataerkil toplum düzeni, aile yapıları ve sosyo-kültürel normlar çıkmaktadır. Özellikle kadın yaşamına ve kadın olmaya daha az değer verilen, erkeğin üstün tutulduğu toplumlarda, şiddet, kadın ve toplum tarafından normal olarak kabul görmekte ve benimsenmektedir. Bu durum, uygulanan şiddetin ve doğuracağı sorunların ciddi anlamda göz ardı edilmesine neden olmakta, şiddetin engellenmesini ve durdurulmasını zorlaştırmaktadır.
Diğer şiddet türlerinde olduğu gibi flört şiddetinde de ilk adım kişinin şiddet gördüğünü inkar etmemesi, tanımlaması ve bunu normalleştirmemesidir. Flört şiddetinde, maruz kalan kişi şiddet halini anlık ve geçici olarak değerlendirmekte, ilişkinin ilerleyen safhalarında düzeleceğini düşünmekte ve şiddeti uygulayan taraf erkek ise bu durumu erkeklerin bazen şiddet gösterebileceği, sinirlenebileceği şeklinde değerlendirerek bu durumu kendilerini baskılayarak ve akla uydurarak kabullenmektedirler. Daha önce bahsedilen ataerkil toplum düzeni ve toplumsal cinsiyet rolleri bu durumu doğuran faktörler olarak düşünülebilir. Aynı zamanda cinsel ilişki yaşanan durumlarda, kişiler, cinsel birlikteliğin ilişkinin bitmesi durumunda olumsuz sonuçlar doğuracağını düşünerek şiddet haline rağmen ayrılığa daha az yatkın olmaktadır. Flört şiddetine maruz kalan kişilerin bu durumla karşılaştıklarında sosyal destek almaları çok büyük önem taşımaktadır. Şiddet durumunda başvurabilecekleri sosyal ve güvenlik kaynaklarının bulunması ve bu kaynaklara ulaşmaları fiziksel ve psikolojik olarak çok ciddi sorunlar doğurabilecek olan bir ilişkiden çıkmaları için atılacak en büyük adımlardan biri olarak düşünülebilir.
Flört şiddetinin doğurabileceği başlıca olumsuz sonuçlar; travma sonrası stres bozukluğu, depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, alkol, madde, sigara kullanımı, yeme bozuklukları, cinsel yolla bulaşan hastalıklar, istenmeyen gebelikler ve düşükler, somatik ve psikosomatik belirtiler, utanç, suçluluk, intihar olarak tanımlanmaktadır (Holt ve Espelage, 2005).
Ancak yapılan bir çalışmaya göre (Fidan ve Yeşil, 2018), seçilen örneklemdeki flört şiddetine maruz kalan kadın katılımcıların hiçbiri güvenlik güçlerine başvurmamıştır. Bunun nedeni olarak da bahsi geçen katılımcılar, şiddet durumunu polise gidecek kadar önemsemediklerini, ailelerinin bu durumu öğrenmelerinden korktuklarını ve güvenlik güçlerine başvurdukları halde şiddetin daha fazla artacağının düşüncesi olduğunu belirtmişlerdir.
Flört şiddetine maruz kalmak, kişilerde uzun süreli ve hayatlarını çoğu açıdan etkileyen olumsuz izler bırakmaktadır. İlişkilerde şiddeti önlemek için atılacak ilk adım kişilerin flört şiddetinin ne olduğunu kapsamlı olarak bilmesi ve bunun sonucunda şiddet gördüklerinin bilincine vararak bu durumu önleyici bir yol izlemesi olmalıdır. Şiddet denilince akla ilk gelen tür fiziksel şiddet olduğundan durumun bundan çok daha ayrıntılı ve ciddi bir boyutta olduğuyla ilgili bilgilendirici çalışmalara ağırlık vermek önleyici bir faktör olarak düşünülebilir. Okul temelinde yapılan bilgilendirici çalışmalar, eğitim sistemine dahil edilecek olan toplumsal cinsiyet eşitliğini ve şiddet karşıtlığını savunan dersler verilmesi koruyucu bir çalışma adımı olacaktır. Flört şiddetinin günlük hayattan, sosyal medyadan, televizyon, dizi ve filmlerden soyutlanması ve normalleştirilmemesi büyük önem arz etmektedir. Şiddete maruz kalan kişinin şiddet gördüğünün farkına varması, nerelere başvurabileceğini bilmesi, sosyal destek kaynaklarının bulunması ve ilişkiyi sonlandırmak için kararlı adımlar atması bu durumun önüne geçilmesi açısından kilit rol oynamaktadır.
Flört Şiddeti Farkındalık Kitapçığı – Yeditepe Psikoloji
Nedir Bu Şiddet?
KAYNAKÇA
- Baldan, A.G., Akış, N. (2017). Flört Şiddeti. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 43 (1), 41-44.
- Cinal, B. (2018). Flört Şiddeti ve Flört Şiddetine Yönelik Tutumun Anksiyete ve Depresyon Düzeyleriyle İlişkisinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi, Işık Üniversitesi, İstanbul). Erişim adresi: https://acikerisim.isikun.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/11729/1339/Bahar%20Cinal.pdf?sequence=1&isAllowed=y
- Fidan, F., Yeşil, Y. (2018). Nedenleri ve Sonuçları İtibariyle Flört Şiddeti. Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi, 4(1), 16-24
- Özcebe, H., Aslan, D., Karabiber, A. H., Küçüköztaş, M. F., Oransoy, K., & Ölmez, İ. (2002). Bir Grup Üniversite Öğrencisinin “Flört Şiddeti” Konusundaki Görüşleri. Toplum ve Sosyal Hizmet, 13(1), 20-28.
- Polat, O. (2016). Şiddet. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 22(1), 15-34.
- Yıldırım, S., Terzioğlu F. (2018). Şiddetin Farklı Bir Yüzü: Flört Şiddeti, Etkileri ve Etkileyen Faktörler. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 21 (4), 285-292.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.