Ergenlik dönemi; fiziksel büyüme, cinsel gelişim ve psikososyal olgunlaşmanın gerçekleştiği, çocukluktan yetişkinlik hayatına geçiş süreci olarak tanımlanmaktadır. (Parlaz, Tekgül, Karademirci ve Öngel, 2012). Bu dönemde bireyler sosyal, fiziksel ve psikolojik değişim süreçlerinden geçer. Ergen, çocuk olarak tanımlanmamakla birlikte henüz olgun ya da erişkin bir birey de değildir. Bu doğrultuda ergenlik, kişinin kendini ve rolleri keşfettiği, sınadığı, araştırdığı ve denediği bir gelişim evresi olarak tanımlanabilir.
Bu dönemde karşılaşılan hayat olayları, deneyimler ve edinilen tecrübeler bireyi yaşam boyu sürebilecek boyutta etkileyebilir ve bazı yönlerini şekillendirebilir. Bu yüzden ergenlik, keşfetmenin ve bağımsızlığın çocukluk döneminden çok daha geniş bir şekilde tecrübe edilebileceği ancak bununla birlikte birçok riske de açık olan bir dönem olarak düşünülebilir.
Ergen bireyler, bağımsızlığı yakalama ve kimlik arayışı adına zorlu süreçlerden geçerler. Çocuklukla kıyaslandığında bu dönemde ergenin baş etmek zorunda kaldığı biyopsikososyal değişimler artmaktadır (Eskin, 2000).
Ek olarak, ergen bireyler için arkadaşlık ilişkileri, romantik ilişkiler, bulunduğu grupta kabul görmek gibi unsurlar sosyalleşme süreci adına önem taşımaktadır. Ergen bireylerin paylaşımının genellikle aileden arkadaş gruplarına kaydığı ve akran ilişkilerine daha çok önem verdiği görülmektedir. Bu dönemde bir gruba ait olamama, arkadaş çevresinin dışında kalma gibi durumlar ergenin gelişimine ve psikolojik iyilik haline zarar verebilecek faktörler olarak karşımıza çıkar.
Zorbalık
Zorbalık tanım olarak bir ya da daha fazla kişinin başka bir kişiye kasıtlı olarak ve tekrar eden biçimde fiziksel, sözel ya da psikolojik zarar vermesi veya onu rahatsız etmesi olarak literatürde yer bulmaktadır (Bayraktar, 2006). Başka bir tanımda ise akran zorbalığı bir veya daha fazla öğrencinin, kendilerine kıyasla daha güçsüz durumda olan öğrencileri, kasıtlı ve tekrarlı olarak rahatsız etmesi ve kurbanın kendisini koruyamayacak durumda olduğu bir saldırganlık çeşidi olarak da açıklanmıştır (Pişkin, 2002). Akran zorbalığı günümüzde okullarda gitgide büyüyen ve oldukça yaygın bir sorun haline gelmiştir. Tahmin edilenden çok daha uzun zamandır varlığını sürdüren bu saldırganlık türünün son yıllarda daha çok gündeme gelmesinin sebebinin görünürlüğünün artmış olması düşünülebilir. Ancak görünürlük ve fark edilebilirlik artmış olmasına rağmen bu durumun olumsuz etkileri hala hayati ölçüde ciddiyetini korumaktadır.
Zorbalık Çeşitleri
Olweus (1993) yaptığı çalışmalar doğrultusunda zorbalığı üç temel kategoriye ayırmıştır; fiziksel zorbalık, sözel zorbalık ve sosyal dışlama. İlerleyen zamanlarda yapılan çalışmalarla bu kategorilere farklı araştırmacılar tarafından duygusal zorbalık, kişinin eşyalarına zarar verme, tehdit edici zorbalık ve cinsel zorbalık gibi çeşitli sınıflamalar da dahil edilmiştir.
Akran zorbalığının psikolojilk etkilerine bakıldığında, yapılan çalışmalar doğrultusunda akran zorbalığı kurbanı olma ile depresyon ve anksiyete geliştirme riskinin yüksek düzeyde ilişkili olduğu bulunmuştur (Bond ve ark., 2001). Aynı zamanda zorbalığa maruz kalan ergenler güvende olmadıklarını hissetme, düşük özgüven, içe dönüklük, düşük benlik imajı, uykusuzluk ve kabus görme gibi durumlar yaşayabilmektedir. Bunlara ek olarak akran zorbalığına maruz kalmanın travma sonrası stres bozukluğu ve intihar riskini de arttırdığı bulunmuştur. Kingman (1994) bir sene içerisinde okul çağı çocuklarında gözlemlenen en az 10-12 intiharın akran zorbalığına maruz kalma ile ortaya çıkan stresten kaynaklandığını belirtmiştir.
Son olarak,
Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda ergenlik dönemi halihazırda bireyler için zorlayıcı bir süreç olabilirken aynı zamanda akran zorbalığına maruz kalmak ergenlere ciddi ölçüde zarar verebilir. Akran zorbalığını engellemek adına ana okullarından başlayarak liselere kadar bu konuyla ilgili bilgilendirici eğitimler verilmesi yararlı olacaktır. Hatta akran zorbalığını önlemek adına ilgili müfredatlara bu konuyla ilgili dersler eklemek, bu konunun ciddiyetinin kavranmasına büyük ölçüde katkıda bulunacaktır. Veliler ve öğretmenler için de hazırlanacak olan bilgilendirici ve önleyici eğitimler/seminerler bütüncül bir yaklaşımla bu sorunun çözülmesine destek olabilir.
Kaynakça
- Bayraktar, F. (2006). İlköğretimde zorbalık ve kurban olma: Ergenlik öncesi çocuklarda zorbaların, kurbanların, zorba/kurbanların ve katılmayan grubun karşılaştırılması. Türk Psikoloji Bülteni, 38, 43-58.
- Bond, L., Carlin, J. B., Thomas, L., Rubin, K., & Patton, G. (2001). Does bullying cause emotional problems? A prospective study of young teenagers. Bmj, 323(7311), 480- 484.
- Eskin, M. (2000). Ergen ruh sağlığı sorunları ve intihar davranışıyla ilişkileri. Klinik Psikiyatri Dergisi, 3(4), 228-234.
- Parlaz, E. A., Tekgül, N., Karademirci, E., & Öngel, K. (2012). Ergenlik dönemi: Fiziksel büyüme, psikolojik ve sosyal gelişim süreci. Turkish Family Physician, 3(2), 10-16.
- Pişkin, M. (2002). Okul zorbalığı: Tanımı, türleri, ilişkili olduğu faktörler ve alınabilecek önlemler. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 2(2) 531–562.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Yasemin Aksöz tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlenmiştir.