Mutluluğu çoğu zaman ulaşılması gereken bir hedef gibi düşünürüz. Sosyal medyada gördüğümüz “mutlu ol, anı yaşa, şükret” söylemleri, mutluluğu bir norm haline getirirken, mutsuzluk ise sanki bir kişisel başarısızlık gibi sunuluyor. Oysa evrimsel psikolojiye göre insan zihni, “sürekli mutlu olmak” için değil, hayatta kalmak ve uyum sağlamak için evrimleşmiştir. Bu bakış açısı, günümüzde yaşadığımız birçok duygusal zorlanmanın nedenini daha iyi anlamamızı sağlamaktadır.
Mutluluk Evrimsel Açıdan Neden Geçicidir?
İnsan beyninin temel işlevi, türün devamını sağlamaktır. Evrimsel süreçte duygular, bireyin çevresel tehditlere karşı hızlı ve etkili tepkiler vermesini sağlayan adaptif araçlar olarak evrilmiştir. Mutluluk, bu anlamda bir “durum” değil, geçici bir ödül sinyalidir. Bir hedefe ulaştığımızda veya sosyal onay aldığımızda salgılanan dopamin ve serotonin gibi nörokimyasallar, bir süreliğine bizi iyi hissettirir. Ancak bu etki kısa sürelidir çünkü sürekli mutluluk, evrimsel olarak avantajlı değildir (Torun, 2015).
Bilim insanları bu mekanizmayı “hedonik adaptasyon” olarak adlandırır. Kısaca, bizler olumlu olaylara zamanla alışır ve eski ruh hâlimize geri döneriz. Çünkü zihin, sürekli olarak “bir şeyler ters gidebilir mi?” sorusunu canlı tutar. Bu durum, beynin tehdit algısı ve sürekli tetikte kalma ihtiyacından kaynaklanır (Tekeş, 2022).
Mutsuzluk Neden Bu Kadar Yaygın?
Evrimsel psikoloji, mutsuzluğu patolojik değil, uyumsal bir durum olarak görür. Üzüntü, kaygı ya da değersizlik hisleri, bireyi riskli ortamlardan çekmeye ya da sosyal bağlarını yeniden düzenlemeye teşvik etmektedir. Örneğin, bir sosyal dışlanma sonrası yaşanan mutsuzluk hissi, bireyin gruba yeniden uyum sağlama motivasyonunu tetikler (Demirok, Şimşek Alphan & Süsen, 2014).
Ancak modern dünyada bu duygular kronik hale gelebilmektedir. Çünkü beyin hâlâ “ilkel tehditler”e göre çalışırken, günümüzün belirsiz ve sembolik stres kaynaklarına (beğeni almamak, kariyer kaygısı, statü kıyaslamaları) karşı aşırı alarm halinde kalabilmektedir. Bu da mutluluğun önündeki en büyük engellerden biridir.
Mutluluk Bir Hedef mi, Yan Etki mi?
Pozitif psikoloji mutlu olmanın öğrenilebilir olduğunu savunsa da, evrimsel psikoloji bu fikre daha temkinli yaklaşmaktadır. Mutluluğu sürekli kovalamak, bir bakıma zihnin doğal işleyişine karşı savaş açmak gibidir. Belki de mutluluk, hedefe ulaşmak değildir. Mutluluk, uyum sağlayabilmek, esneklik gösterebilmek ve duygusal çeşitliliği kabul edebilmek anlamına gelmektedir.
Bu açıdan bakıldığında, mutsuzluk da tıpkı mutluluk gibi yaşanması gereken, bizi durmaya, düşünmeye ve yön değiştirmeye çağıran bir deneyimdir. Sorun, mutsuzluk değil; onu bastırma çabasıdır.
Ek Okumalar
Duygular Müttefikimiz Olabilir: Duygu Odaklı Terapi (DOT)
Hassaslıktan Kronikleşen Alınganlığa
Inside Out 2: Film ve Karakter İncelemesi
Kaynakça
Demirok, M. S., Şimşek Alphan, B., & Süsen, Y. (2014). Mutluluğu ararken: Teorik yaklaşımlar ve psikoterapiye yönelik çıkarımlar. Psikiyatride Güncel Yaklaşımlar, 6(1), 95–114. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/553922
Tekeş, B. (2022). Evrimsel Psikoloji. Nobel Akademik Yayıncılık.
Torun, T. (2015). Duyguların evrimi. Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 22, 145–155. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/794196
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Bahar Temizer tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlenmiştir.

