Çözüm odaklı kısa süreli terapi, 1980li yıllarda Steve de Shazer ve Insoo Kim Berg tarafından geliştirilmiş bir terapi yaklaşımıdır. Bu yaklaşım, pek çok terapi yönteminden farklı olarak tümevarım yöntemi ile geliştirilmiş ve oldukça yapılandırılmıştır. Aynı zamanda çözüm odaklı kısa süreli terapi teorik bir yaklaşımdan çok pragmatik bir bakış açısını temel alır (Berg & Miller, 1992). Terapi süreci 1-20 seans arasında değişebilmekle beraber ortalama 6 seanstan oluşur (Doğan, 2016).
Çözüm odaklı kısa süreli terapi modeli, başlangıçta aile danışmanlığı çerçevesinde sunulmuş olsa da günümüzde pek çok farklı problemin çözümünde yaygın ve etkili bir biçimde uygulanabildiği öne sürülmektedir (Murphy, 1997; Akt. Doğan, 2016). Yapılan araştırmalar, çözüm odaklı kısa süreli terapinin çocukluktan yaşlılığa kadar çeşitli yaş gruplarında; depresyon, anksiyete bozuklukları, okul problemleri, ilişki ve aile problemleri, psikiyatrik bozukluklar gibi pek çok farklı konuda etkili olduğunu göstermiştir (Kim, 2008).
De Shazer (1985)’e göre çözüme odaklanmak sorunu yok edeceğinden terapi sorundan çok çözüm üzerine odaklanmalıdır. Çünkü çözüm çoğu zaman sorunun ortaya çıkış nedeniyle ilişkili değildir ve sorun odaklı düşünce, bireyin halihazırda uyguladığı ve gelecekte uygulayabileceği birtakım çözümleri keşfetme sürecini engeller. Çözüm odaklı kısa süreli terapi, sorunun yaşandığı şimdiki ana ve sorunun kaynaklandığı geçmiş zamana odaklanmaktansa sorunun çözülme ihtimali olan gelecek zamana odaklanır (Akt. Doğan, 2016).
Çözüm odaklı kısa süreli terapinin temelinde 3 kural vardır (Doğan, 2016);
- Bozulmamışsa, onarmamak: Eğer danışanın bir konuda şikayeti yoksa, terapistin o konu ile ilgili bir müdahalede bulunmasına gerek yoktur. Sorun yoksa terapi de yoktur.
- İşleyen çözüm yollarını arttırmak: Hali hazırda sorunla baş etmek için kullanılan yöntemler işe yarıyorsa, danışan terapide bu yöntemleri kullanmaya devam etmesi ve sıklığını arttırması konusunda desteklenir.
- İşlemeyen çözüm yollarını terk etmek, yeni çözümler üretmek: Sorunu çözmek amacıyla başvurduğu çözüm yolları işe yaramıyorsa, danışan onları tekrar tekrar denemekten vazgeçmeye ve yeni çözümler bulmaya yönlendirilir.
Çözüm odaklı kısa süreli terapiye göre (De Shazer & Coulter, 2012);
Küçük değişimler büyük değişimlere öncülük eder. Sorunun çözümüne dair atılan en küçük adım, pek çok diğer değişikliği getirir; bütün bu değişimler kademeli olarak daha büyük ve sistematik bir değişikliğin herhangi bir zarara neden olmadan gerçekleşmesini sağlar. Daha iyi olana doğru yapılan ufak hamleler, kişinin elde etmek istediği çözüme aşama aşama yaklaşmasını destekler.
Çözüm problemle doğrudan ilişkili olmak zorunda değildir. Sorundan çözüme ulaşmayı amaçlayan pek çok terapi yaklaşımının aksine, çözüm odaklı terapi çözümü geliştirmeye “Bu problem çözüldüğünde ne farklı olacak?” sorusunun cevabını tanımlayarak başlar. Bu yöntem, problemin doğası ve kaynağı, danışanın patolojisi üzerinde neredeyse hiç durulmamasına neden olur. Böylece çözüm odaklı kısa süreli terapi geçmişten çok şimdiki zaman ve geleceğe odaklanır.
Hiçbir problem sürekli olmaz; her zaman değerlendirilebilecek istisnalar vardır. Sorunların içinde istisnalar olduğu gerçeğini fark etmek önemlidir. Çözüm odaklı kısa süreli terapi kişinin hayatında problemin olmadığı anları belirleyerek çözüme ulaşmak için yapılacak değişikliklerde bu istisna durumlardan fayda sağlayabilir.
Kaynakça
- Berg, I.K. & Miller, S. (1992). Working with the problem drinker: A solution-focused approach (1. baskı).
New York: Norton. - De Shazer, S. (1985). Keys to solution in brief therapy (1. baskı). New York: Norton.
- De Shazer, S., & Coulter, M. (2012). More than miracles: The state of the art of solution-focused brief therapy (1. baskı). New York: Routledge.
- Doğan, S. (2016). Çözüm-odaklı kısa süreli terapi: Kuramsal bir inceleme. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 2(12).
- Kim, J. S. (2008). Examining the effectiveness of solution-focused brief therapy: A meta-analysis. Research on Social Work Practice, 18(2), 107-116.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.