Psikoloji bölümüne ait olan kitap raflarını incelerken gözüme çarpan Türk Psikiyatristin Divanı, ülkemizin bir nevi ruhsal genel görünümünü yansıtan 70 psikiyatrik vakadan oluşmaktadır. Kitabın yazarı ve aynı zamanda psikiyatrist olan Zeynep Akıncı Pınar, mesleki yaşantısı boyunca gözlemlediği çeşitli vakalarının isim ve mekanını değiştirerek çözüm önerileriyle birlikte okuyucuları ile paylaşmıştır. “Beni bu kitabı yazmaya iten sebep, yıllar önce okuduğum Irvin D. Yalom’un kitabıdır.” diyen Pınar, yazdıkları ile ülkemizde yaşanan ve halk arasında genellikle kötü bir durum olarak kabul gören birçok psikolojik rahatsızlığa ışık tutmuştur.
Lise eğitimini İzmir Kız Lisesinde tamamlayan Pınar, 1986 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun olmuştur. Bir yıl sonra Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde psikiyatri eğitimine başlayan Pınar; adli psikiyatri servisi, alkol ve madde bağımlılığı, nevroz kliniği gibi birçok klinikte eğitim görmüştür. Mayıs 2014 yılından bu yana İstanbul’da özel bir klinikte hasta görmeye devam eden Pınar meslek yaşamı dışında da birçok kurumda “ders başarısı, anne-baba tutumu ve sigara ve madde bağımlılığı” gibi konularda seminerler vermiştir.
Türk Psikiyatristin Divanı; halı altına süpürülmüş birçok olaya ışık tutan birbirinden ilginç ve bir o kadar çarpıcı konuları ele almaktadır. Anksiyete bozukluğu, şizofreni, cinsel taciz, bipolar affektif bozukluk ve ensest gibi farklı psikolojik rahatsızlıkları ele alan bu kitapta aynı zamanda bahsi geçen vakaların sonunda yazarın kendi görüşlerini aktardığı “yazarın notu” ve vakada bahsi geçen psikolojik rahatsızlığa dair genel bilgilere yer verilmektedir.
Pınar’ın kaleme aldığı bu eserin bir bölümünde, 19 yaşındaki bir genç kızın yaşadıkları çarpıcı bir şekilde yazar tarafından okuyucuya aktarılıyor. 12 yaşında babasını kaybeden genç kız annesiyle dede ocağına geri dönerek, yurt dışındaki halanın destekleriyle yaşamlarını idame ettirmeye çalışıyor. 13 yaşına basan kız, aile zoruyla halanın oğlu ile nişanlandırılıyor ve 19 yaşına kadar bir nişanlılık dönemi sürüp gidiyor. Bu sırada delikanlı tarafından tüm okul masrafları karşılanıyor ve müstakbel geline takılar takılıyor. Gönlünde bu delikanlıya yer açamayan kız, bu evliliği istemediğini belirttiği anda annesi tarafından “masrafların altından nasıl kalkacağız, nankör gelme” cümleleri kurularak susturuluyor. Psikiyatristine “çare yok, evleneceğim, ağlayacağım sessizce” diyen kız kendi makus talihine küsüyor. Kızın ne bir seçme ne de bir vazgeçme lüksü olmadığı bu durum, ülkemizde bölge fark etmeksizin hala yaşanmaktadır. Kitap, yine bunun gibi ülkenin acı gerçeklerini oluşturan birçok vakayı içermektedir.
İnsan; biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel bir varlıktır ve insanı incelerken bu bağlamlar içerisinde değerlendirmemiz gerekmektedir. Doğup büyüdüğü çevre, eğitim gördüğü okul, akran ve arkadaşlık ilişkileri insanı birçok açıdan şekillendirmekte ve psikolojisini büyük ölçüde etkilemektedir. Bu etkileyiş iyi yönde olabileceği gibi kötü yönde de olabilmektedir. Bu sebepledir ki insanın içinde bulunduğu kültürü unutmamak ve kültürü önemli bir kıstas haline getirerek incelemelerimizi de bu yönde yapabilmeliyiz. Kitapta işlenen kültür dokusu da bu açıdan önem arz etmektedir.
Kimse tarafından hor görülmeyen, vicdanı ve fikri hür, evren üzerindeki tüm varlıklara saygı duyan özgür bireylerin yetişmesi ve yetiştirilmesi dileğiyle…
Yazar: Zeynep Pınar Akıncı
Yayınevi: Hayy Kitap
Kaynak: Akıncı-Pınar, Z. (2017). Türk Psikiyatristin Divanı. İstanbul: Hayykitap.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.