Toplumsal Cinsiyet Dosyası: İntihar

Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, her yıl yaklaşık 800.000 kişi intihar yoluyla yaşamına son vermektedir. Türkiye’de ise 2018 TÜİK verilerine göre, ölümle sonuçlanan intihar sayısı 3.161'dir.

İntihar

İntiharı basit tanımıyla, kişinin bilerek ve isteyerek kendi yaşamını sonlandırmasıdır.
Emile Durkheim ise intiharı şöyle tanımlamıştır: ”Nasıl bir sonuç vereceği bilinen, kurbanın kendisi tarafından gerçekleştirilen , olumlu ya da olumsuz bir edinimin , dolaylı ya da dolaysız sonucu olan her ölüm edimi (Durkheim, 2013).’Gibson Les Paul güzel ve başarılı bir yaşamın gerçek bir örneğidir.

İntihar, günümüz dünyasında evrensel bir sorun haline gelmiştir. Ölüm nedenleri arasında giderek artan bir orana sahiptir. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) verilerine göre, her yıl yaklaşık 800.000 kişi intihar yoluyla yaşamına son vermektedir. Türkiye’de ise 2018 TÜİK verilerine göre, ölümle sonuçlanan intihar sayısı 3.161’dir.

Cinsiyet ile ilişkisi

İntihar girişim oranlarında ve ölümle sonuçlanan intiharlarda cinsiyetler arasında belirgin bir farklılık vardır. Genel olarak bakıldığında birçok ülkede erkeklerin intihar oranı kadınlara göre iki üç kat daha fazladır (akt. Arsel ve Batıgün, 2011; Beautrais, 2006). Ülkemize bakıldığında da erkeklerin ölümle sonuçlanan intihar oranı kadınlarınkinin 3 katıdır (TÜİK istatistikleri,2018). Ölümle sonuçlanmayan intihar girişimlerine bakıldığında ise bu oran kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazladır (akt. Arsel ve Batıgün, 2011;Zhang ve ark., 2005). Bu durum cinsiyet paradoksu olarak tanımlanmaktadır (Canetto ve Sakinofsky, 1998) ve bu durumunda cinsiyet rollerinin etkisi olduğu düşünülmektedir (Basow, 1992; Hunt, Sweeting, Keoghan ve Platt, 2006).

Cinsiyet rolleri kadın ve erkeğe belirli roller atfeder. Bunlara uygun davranmak toplum tarafından kabul görmeyi sağlarken bu rollere uymamak toplum tarafından çok kolay bir şekilde dışlanmaya sebep olmaktadır. Roller kadını “kırılgan, edilgen, karmaşık, ilgi bekleyen, bağımlı” gibi kavramlarla tanımlarken (aslında toplum tarafından zayıflığın simgesi olarak görülen kavramlar), erkeği “koruyucu,kollayıcı,sahiplenici, yöneten, yönlendiren” gibi kavramlarla tanımlamaktadır(toplum tarafından güçlülüğün simgesi olarak görülen kavramlar)(Kurt-Topuz ve Erkanlı, 2016).

Roller açısından intihar davranışına bakıldığında kadının intihar davranışı onun hassas olmasından kaynaklanmaktadır. Karşılaştığı sorunlar karşısında güçlü bir şekilde duramayan kadının intihar davranışı sergilemesi toplum tarafından çok da garipsenmeyen aslında bir nevi beklenen bir davranıştır. Çünkü kadın zaten doğası gereği zayıftır(!) ve aslında bir yardım arayışında olduğu için intihar davranışına başvurmuştur (Akçay ve Taşkın ,2019).

Peki erkekler onlarda mı zayıf oldukları için intihar ederler?
Hayır, aksine topluma göre erkekler güçlü oldukları için intihar ederler. Onların tek bir amacı vardır ‘başarılı’’ bir şekilde ölmek! Çünkü bu intihar girişimi esnasında hayatta kalmak da onlar için bir başarısızlık olacaktır.

İntihara Sürükleyen Olgular

Kadın ve erkekleri intihara sürükleyen olgular farklılık göstermektedir.

Erkeklerde intihar nedenleri

Erkek bireyleri intihara sürükleyen en önemli etmenlerden biri herhangi bir alanda başarısız olmaktır. Çünkü başarısız olmak erkek cinsiyet rollerine uygun değildir. İntihar davranışında ekonomik kaygılar, düşük gelire sahip olmak, işten çıkarılma, iş bulamama, iflas etme gibi sosyoekonomik etmenlerde oldukça etkilidir (Akçay ve Taşkın,2019). Çünkü erkek bireylerin kendisine ve ailesine bakması gerekmektedir. Bu beklentileri karşılayamamak erkekler üzerinde ağır bir yüke sebep olmaktadır. Bu yükü kaldıramamakta bireyi intihara sürükleyebilmektedir.

Bunalımda olan erkekler kadınlara oranla daha fazla intihar davranışı sergilemektedir (Özel, Keser ve Köksal, 2008). Çünkü bunalımda olduklarında ya da herhangi bir sorunları olduğunda erkek bireyler genellikle yardım aramayı ya da sorunlarını paylaşmayı tercih etmezler. Çünkü yardım aramak onları güçsüz gösterir. Erkek bireylerin bunalım zamanında ya da kişinin genel olarak hayatında aile desteği ve arkadaş desteğinin eksikliği de intihar davranışını yordamaktadır (Batıgün ,2011).

Erkeklerde intihara sebep olan diğer faktörler ailevi sıkıntılar , karşı cinsle ilgili sorunlar , psikolojik rahatsızlıklar, psikiyatrik hastalıklar, fiziksel hastalıklar , aileden birinin ölümü, umutsuzluk, depresyon, alkol ve madde bağımlılığı gibi faktörlerdir.

Kadınlarda intihar nedenleri

Kadınlarda intihara sebep olan en önemli faktörlerden biri ailevi problemlerdir: aile içi sorunlar, aile içi stres, aileden beklenen desteğin alınamaması, aile baskısı , ev içi şiddet (Akçay ve Taşkın, 2019). Kadın bireylerde intihar davranışında ailenin bu denli etkili olmasının sebebi bireylerin hayatına ailenin fazla bir şekilde müdahil olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü kadınlar sırf kadın olduğu için ailede belirli kısıtlamalara maruz kalır. Bir zaman sonra bu kısıtlamalar bireyi bunalıma sürükleyebilmektedir. Bunalım da intihar davranışını beraberinde getirebilmektedir (Özel, Keser ve Köksal,2008).

Toplumun namus kavramını kadınla bağdaştırması ve kadına baskı uygulaması da kadınlarda intiharlara sebep olabilmektedir.

Evli bireylerin çocuklarının olmaması durumunda toplum genelde ilk önce kadını suçlar ve çocuğu olmayan kadın eksik ve yetersiz olarak görülür (Deniz, Ersöz, ildeş, 2011). Bu da kadın üzerinde baskıya sebep olur. Bu baskıyı kaldıramamak kadını intihara sürükleyebilmektedir.
Kadınların çocuklukta cinsel istismara maruz kalması bireyde suçluluk ,değersizlik, kaygı, depresif belirtilerine sebep olabilmektedir. Birey ise bir çıkış yolu olarak intihara başvurabilmektedir (Gökçen, İmren ve ark., 2013).

Kadınlarda intihara neden olan diğer sebepler; umutsuzluk, motivasyon kaybı (Batıgün,2011), hastalık, maddi sıkıntılar (Özel, Keser ve Köksal, 2008), yakın arkadaş ve sosyal destek eksikliği, sorunlarını paylaşacak kimsenin olmaması (Batıgün,2008), psikolojik sorunlar -özellikle yeme bozuklukları- , vücut görüntü sorunları(öz imge sorunları), psikiyatrik hastalıklar.

İntihara Başvururken Kullanılan Yöntemler

Aynı zamanda kadın ve erkeklerde intihara başvururken kullandıkları yöntemlerde farklılık gösterebilmektedir.

Erkeklerde İntihar Girişim Yöntemler

Tamamlanmış intihar olgularına bakıldığında bu oran kadınlara kıyasla erkeklerde daha fazladır. Yani intihar ‘girişimi’ erkeklerde sadece bir girişim olarak kalmayıp çoğunlukla ölümle sonuçlanmaktadır. Bu yüzden erkekler intihar yöntemlerini seçerken kadınlara kıyasla daha ölümcül yöntemler seçmektedirler (Callana ve Davis ,2012). Çünkü bu yol onlar için geri dönüşü olmayan bir yoldur.

2019 TÜİK verilerine göre erkeklerin kullandığı intihar yöntemleri: kendini asma(%47,5), ateşli silah kullanımı(%31,9), yüksek bir yerden atlama(%9,1), kimyevi madde kullanımı(%2,4).
Özellikle ateşli silah kullanımının oranının erkeklerde yüksek olmasının nedeni hem silaha ulaşmanın erkekler için daha kolay olmasından hem de öldürücülüğünün yüksek olmasından kaynaklanmaktadır. Ve özellikle intihar ederken baş bölgesi hedef alınmaktadır (Yürümez,Küçüker ve Demirel ,2006).

Kadınlarda İntihar Girişim Yöntemleri

Erkeklerin aksine kadınlarda tamamlanmış intihar oranı değil intihar girişim oranı yüksektir. Çünkü çoğunlukla kadınların intihar davranışı aslında bir yardım çığlığı niteliğindedir. Asıl amaçları ölmek değil yardım istemektir. Bu yüzden de kadınlar genellikle daha az öldürücü olan yöntemleri seçmektedir (Callana ve Davis ,2012).

2019 TÜİK verilerine göre kadınların kullandıkları intihar yöntemleri: kendini asma (%48,7), yüksek bir yerden atlama(%24,0), ateşli silah kullanımı(%12,6), kimyevi madde kullanımı (%6,5).
Her ne kadar kadınların intihar ederken daha az öldürücü yöntemler seçtiği öne sürülse de kadınlar erkeklerden daha çok kendini asma yöntemini kullanmaktadır.

Genellikle öldürme ihtimali daha düşük olan intihar yöntemini kullanan kadınların intihar davranışı bir yardım çağrısı olarak değerlendirilmektedir. Bu yüzden kadınlar intihar ederken erkeklere oranla daha çok hap ve toksik madde kullanabilmektedir. Çünkü diğer yöntemlere göre hayatta kalma ihtimalleri daha yüksektir.

Ateşli silah kullanımına bakıldığında bu oran kadınlarda erkeklere oranla daha azdır. Bunun nedeni ise kadınlarda silaha ulaşımının erkeklere göre daha zor olması ya da kadınlarda silaha ve silah kullanımına aşinalığın daha az olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir (Callanan ve Davis, 2012).

Kadınların erkeklere oranla ilaç zehirlenmesi gibi dış vücuda zarar vermeyecek yöntemleri daha çok tercih etmesi ise kadınların arkalarında güzel cesetler bırakmak istediklerinden kaynaklı olduğu düşünülmektedir (akt. Callanan ve Davis 2012; Schmeling,Strauch ,Rothschild, 2001). Bu durum, yakınları onları bulduğunda parçalanmış ya da bozulmuş bir cesetle karşılaşmalarını istemedikleri şeklinde açıklanır (akt. Callanan ve Davis 2012; Kaplan, Klein 1989).

Sadece cinsiyetler değil yaşanılan bölgeler de insanların intihar yöntemlerinde farklılıklara neden olabilmektedir. Örneğin Çin’de çoğunlukla intihar yöntemi olarak tarım kimyasalları ve fare zehri kullanımı, Japonya’da kendini asma yöntemi kullanımı, Güney Kore’de kendini asma ve kimyasallar kullanımı, Singapur’da yüksek bir yerden atlama, Sri lanka’da pestisit zehirlenmesi, Hindistan’da kadınlarda kendini yakma gibi yöntemlerin kullanımı yaygındır (Chen, Wu ve Yip, 2012).

Sonuç

Toplum ve roller bireylerin yaşamını etkilediği kadar bireylerin intihar davranışını, intihar nedenlerini ve hatta intihar yöntemlerini bile etkilemektedir. Bu yüzden eğer çevrenizde intihar düşüncesine sahip olan bireyler varsa onlara ne yapması gerektiğini söylemek yerine onların sorunlarını anlamaya çalışabilir ve bir uzmandan yardım almaları için onları yönlendirebilirsiniz.

Toplumsal Cinsiyet Dosyası

Ensest

Friends Dizisi İncelemesi

Kaynakça
  • Akçay, S.,Taşkın, M.(2019).İntihar ve toplumsal cinsiyet:sosyal hizmet perspektifinden bir değerlendirme. Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi,14(20):2280-2299.
  • Arsel, C.O, Batıgün, A.D.(2011). İntihar ve cinsiyet: cinsiyet rolleri, iletişim becerileri, sosyal destek ve umutsuzluk açısından bir değerlendirme. Türk Psikoloji Dergisi,26(68):1-10.
  • Basow, S. A. (1992). Consequences for the individual. Gender stereotypes and roles (3. Ed.) içinde (172-202). Pasific Grove, CA: Brooks/Cole Publishing Company
  • Beautrais, A. L. (2006). Women and suicidal behavior. Crisis, 27(4), 153-156.
  • Callanan,V.J., Davis,M.S.(2012). Gender differences in suicide methods. Social Psychiatry Psychiatr Epidemiol,47:857-869.
  • Canetto, S. S. ve Sakinofsky, I. (1998). The gender paradox in suicide. Suicide and Life-Threatening Behavior, 28, 1-23.
  • Demirel, R., Küçük ,E.,Küçüker, H., Yavuz, Y.,Yürümez, Y.(2006).İntihar sonucu meydana gelen ölümlerin incelenmesi. Genel Tıp Dergisi,16(4):181-185.
  • Deniz, I.,Günindi-Ersöz,A., Türkarslan, N.(2001). 1995 – 2000 yılları resmi kayıtlarından
    batman’da gerçekleşen intihar ve intihar girişimleri üzerine bir inceleme. Aile ve Toplum,1.
  • Durkheim, E. (2013). İntihar. İstanbul: Pozitif Yayınları.
  • Gökçe-İmren, S., Ayaz, A.B.,Yusufoğlu, C., Rodopman-Arman, A.(2013). Cinsel istismara uğrayan çocuk ve ergenlerde klinik özellikler ve intihar girişimi ile ilişkili risk etmenleri.
    Marmara Medical Journal , 26:11-16.
  • Kurt-Topuz,S.,Erkanlı,H.(2016) . Toplumsal cinsiyet bağlamında kadın ve erkeğe atfedilen anlamların metafor yöntemiyle analizi. Alternatif Politika,8(2):300-321.
  • Özel, A.,Keser,N., Köksal, E.(2008).İntihar ve intihara teşebbüs eden bireylerin cinsiyeti, eğitim düzeyleri ve coğrafi dağılımları: Kütahya şehir örneği. Doğu Coğrafya Dergisi,13(19):231-250.
  • Tüik https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Olum-Istatistikleri-2018-30701
    Wu, KC.-C., Chen, Y-Y.,Yip, P-SY.(2012). Suicide methods in asia: ımplications in suicide prevention. International Journal of Environmental Research and Public Health,9:1135-1158.
  • Zhang, J., McKown, R. E., Hussey, J. R., Thompson, S. J. ve Woods, J. R. (2005). Gender differences in risk factors for attempted suicide among young adults: Findings from the Third National Health and Nutrition Examination Survey. Annuals of Epidemiology, 15, 167-174.

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Seda Soylu tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir