Ekranda bu aralar çok sık terapi seansları işleniyor, televizyonda yayınlanan diziler derken dijital platformlarda da terapi seanslarını görmeye başladık. Beni terapinin işlendiği diziler hep heyecanlandırır. Geniş kitleye ulaşabilecek yapımların toplum tarafından fazlaca önyargıya sahip bu durumu ele alması şahane. Dizilerin bir kurgu olduğunu her zaman toplumu eğitme kaygısı taşımadığını elbette unutmuyorum, her şey tam bir seansı yansıtacak şekilde ele alınmayabilir. Fakat son zamanlarda bu yapımları izleyen ve gizlilik konusunda çekinen kişilerin ‘’Terapistim anlattıklarımı başkalarıyla paylaşır mı?’’ gibi haklı bir düşüncesi oluştu.
Süpervizyon Nedir?
Terapi yapabilme becerisi, en az psikoloji lisans düzeyindeki eğitimden sonra alınacak teorik eğitim ve süpervizyonu gerektirir. Psikoloji öylesine geniş ve detaylı bir alan ki gelişme bu işi yapanlar için yaşam boyu devam ediyor. Bu da klinik alanında belli bir konuda uzmanlaşan terapistin, başka bir konuyla çalışırken yine süpervizyon almasını gerekli kılabilir. Süpervizyon deneyimli bir uzmanın, daha az deneyimli bir meslektaşının vakalarını ele alırken karşılaştığı zorlukları anlayıp onun bilgi ve deneyim kazanarak gelişmesine yardımcı olmasıdır. Terapistler terapi sürecinde kendi kişisel deneyimlerini, acılarını, kaygılarını, hassasiyetlerini geride bırakmakta zorlanabilirler. Bu durumun engellenmesi ve terapistin danışana karşı objektif yaklaşabilmesi için başka bir terapistten yardım alınabilir.
Süpervizyon aynı zamanda terapistin etik çerçevede ilerleyip ilerlemediğinin değerlendirilmesi için de yapılır. Süpervizyonun öğrenme yaşantılarına ilişkin beklentilerinin belirlendiği bir uzlaşmayı içerdiği ifade edilebilir (Ladany ve Inman, 2008). Bir grup terapistin bir araya gelip yaptığı gibi, bireysel süpervizyon da yapılabilir. Bu çalışma eğer aynı eğitim sürecinden geçmiş ve aynı deneyime sahip terapistlerin bilgi paylaşımı şekli olursa intervizyon, daha kısa süreli ve çok detaylara inilmeden yapılırsa da bunu konsültasyon olarak tanımlarız.
Sonuç olarak…
Bütün bunların üzerinden geçtikten sonra şunu söylemeliyim ki, terapi eğitimini tamamlamış ve meslek ahlakına sahip bir kişi terapi odasında paylaşılan hiç bir konuşmayı bir sohbet malzemesi haline getirmeyecektir. Fakat terapiye başlamadan önce danışandan onay alınarak terapist kendi terapisti ya da süpervizörüyle bunu paylaşabilir. “Sana kaliteli bir hizmet verdiğimden emin olmak için anlattıklarını bir uzmanla paylaşacağım kabul ediyor musun?” gibi bir onay alıp kimlik bilgilerini de değiştirerek, danışana daha faydalı olmak adına süpervizörüyle paylaşımda bulunabilir. Ki süpervizyon desteği kaliteli bir terapi süreci için çok faydalı olabilir. Yine de ekranda bu kadar sık yanlışını gördüğümüz bu konuda endişelenmek bana çok insani ve hatta gerekli geliyor. Geçtiğimiz günlerde bir tweete rastladım. ‘’Psikolojik dizilerle toplumu tedavi etmeye başladılar…’’ diyordu. Belki de bir diziyi, filmi, bir instagram paylaşımını, tweeti, bilimsel bilgi kaynağı olarak görmekten sıyrılıp araştırma yapmayı kendimize alışkanlık haline getirmeliyiz. Ekranın, teknolojinin ve internetin bu kadar yoğun kullanıldığı günümüzde bazı bilgilerin kulaktan dolma şekilde genellenmesi ihtimali olduğunu unutmak kafamızın bu kadar karışmasına sebep oluyor olabilir.
Kaynakça
Özcan,K.,”Psikolojik Danışmanlık Hizmetinde Süpervizyon, İntervizyon, Otovizyon” 2013,<https://www.tavsiyeediyorum.com/makale_10372.htm>, (14 Kasım 2020)
Ladany, N., Inman, A.G. (2008). Developments in counseling skills training and supervision. Steven D. Brown, Robert W. Lent. (Eds.).In Handbook of counselıng psychology (4th Ed.). New Jersey: JohnWiley & Sons. 338-354.
*Bu yazı psikoloji ağı editörlerinden Elif Ayça Ölmez tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.