Takıntılar Filminin Psikolojik Değerlendirilmesi

Takıntılar filmi, Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) ve benzeri psikolojik rahatsızlıkları yaşayan altı farklı karakterin hayatını samimi ve mizahi bir dille anlatıyor.

Altı farklı insan, altı farklı hayat. Biri arkadaşları tarafından zorbalığa uğruyor. Bir diğeri sevdiği kadın tarafından terk ediliyor, diğerleri ise iç dünyalarında benzer çatışmalarla boğuşuyor. Laurent Baffie’nin Toc Toc adlı tiyatro oyunundan uyarlanan Takıntılar filmi, altı farklı Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) tipini ve bu bozukluğun günlük yaşamdaki yansımalarını mizahi bir dille anlatıyor. Film, yalnızlıkları, zorlukları ve kişisel problemleri birlikte aşmanın önemini vurguluyor. Takıntılar, sadece bir komedi değil. Aynı zamanda OKB’nin insan yaşamına ve sosyal ilişkilerine etkilerine dair önemli bir ayna tutuyor.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB) ve Günlük Yaşam

Amerikan Psikiyatri Birliği’nin DSM-5 tanımına göre, OKB; kişinin istemsiz olarak aklına gelen, tekrarlayıcı ve rahatsız edici düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşünceleri hafifletmek amacıyla yaptığı tekrarlayıcı davranışlardan (kompulsiyonlar) oluşan kronik bir bozukluktur. Bu durum, kişinin yaşam kalitesini düşürür, zaman kaybına, anksiyeteye ve sosyal işlevsellikte bozulmaya yol açar (American Psychiatric Association, 2013). Film, bu yalnızlık ve izolasyonun bireyler üzerindeki etkisini güçlü biçimde gözler önüne seriyor.

Hikmet Bey ve Tourette Sendromu: Yalnızlıkta Barış Arayışı

Yalnızlıktan en çok etkilenen karakterlerden biri ,yıllar öncesinden randevu almak zorunda olunan, psikiyatrist Orhan Kerim Baykal. Kendisi de Tourette sendromu yaşayan Orhan, bekleme odasında “Hikmet Bey”  kimliğiyle diğer danışanların arasında yer alır. Tourette Sendromu, çocuklukta başlayan ve istemsiz tekrarlayıcı motor tikler ile istemsiz vokal tiklerle karakterize nörolojik bir durumdur (Robert vd., 2024). Hikmet Bey, sendromuna rağmen bu durumu gizlemek yerine kabullenir. Bu tutumuyla, diğer karakterlere yargısızca destek olma yolunda bir rehber olur. 

Takıntılar ve Sosyal İlişkilerdeki Zorluklar

Simetri olmadan hayatını sürdüremeyen ve bu nedenle arkadaşları tarafından dışlanan Efe ile sayı hesaplamadan yaşayamayan ve bu takıntısı yüzünden çok sevdiği eşi tarafından terk edilen Birol filmde yer alır. Bu iki karakter, OKB’nin birey yaşamındaki yıkıcı etkilerinin sembolü olarak öne çıkar. Obsesif-Kompulsif Bozukluk, bireylerde tekrarlayan obsesyonlar (takıntılar) ve kompulsiyonlar (zorlantılar) ile karakterize edilen bir anksiyete bozukluğudur. Simetri ve düzen ihtiyacı ya da sayı sayma gibi ritüeller, OKB’nin yaygın belirtileri arasında yer alır (American Psychiatric Association, 2022). Bu takıntılar, kişinin günlük işlevselliğini önemli ölçüde bozabilir ve sosyal ilişkilerde kopukluklara neden olabilir. Örneğin, düzen ve simetriye aşırı odaklanma bireyleri sosyal etkileşimlerden kaçınmaya iterken; sayı sayma gibi kompulsif davranışlar, zaman kaybına neden olarak aile ve arkadaş ilişkilerini zedeler (Koch et al., 2019).

Benzer biçimde, Işıl, mikrop fobisiyle sürekli ellerini yıkayan ve başkalarıyla fiziksel temastan kaçınan bir karakterdir. Bu davranışları onu toplumdan izole eder. Ece, her cümlesini ikişer kez tekrar etme ihtiyacı duyan, dil üzerindeki kontrolünü kaybetmekten korkan biridir. Sosyal ortamlarda konuşma korkusu yaşar. Kumru ise sürekli bir şeyleri kontrol etme (örneğin kapının kilitli olup olmadığını) ihtiyacı içinde yaşar. Bu kontrol ritüelleri, onun hayatını adeta esir almıştır. Her biri farklı ama ortak bir paydada birleşir: sosyal izolasyon.

Birlikte İyileşme: Anı Yaşamak ve Destek Olmak

Danışanların aynı anda randevu almak zorunda kalmasıyla başlayan bekleyiş, bir yandan kaotik ve gergin geçerken, diğer yandan küçük bir “terapi grubu”na dönüşür. Hikmet Bey’in yargılamadan paylaştığı deneyimleri, diğer karakterlerin kendi takıntılarıyla yüzleşmelerini kolaylaştırır. Grup içinde birbirlerinin yaşadıklarını anlamaya başladıkça, yargılar yerini empati ve dayanışmaya bırakır. Karakterler, anın içinde kalarak ve yargılamadan bağ kurduklarında, takıntılarından bir süreliğine de olsa özgürleşirler.

Takıntılar Üzerinden İnsan Olmak

Takıntılar, güldürürken düşündüren, bireyin iç dünyasındaki fırtınalara ve toplumsal yalıtılmışlığa ışık tutan bir yapım. Film, seyirciye hatırlatıyor ki; çözümler her zaman sorunlara odaklanmakla bulunmaz. Asıl çözüm, anı birlikte yaşarken birbirimizi yargılamadan anlamaya çalışmaktan geçiyor olabilir.Çünkü gerçek bağ kurma, iyileşmenin ilk adımıdır.Tüm bu psikolojik derinliği ve insani yanlarıyla, Takıntılar filmi kesinlikle izlenmeye değer.

 

EK OKUMA

Million Loves In Me (Film Önerisi)

 

KAYNAKÇA

American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596

American Psychiatric Association. (2022). What is obsessive-compulsive disorder? Retrieved from https://www.psychiatry.org/patients-families/ocd/what-is-obsessive-compulsive-disorder

Koch, S. C., Liedtke, R., & Rautenberg, R. (2019). Obsessive–compulsive symptoms and interpersonal problems: A review of the empirical literature. Clinical Psychology & Psychotherapy, 26(1), 31–46. https://doi.org/10.1002/cpp.2328

Robert, D., Lin, C. Y., & Nguyen, T. (2024). Understanding Tourette Syndrome: Clinical features and treatment approaches. Journal of Neurological Disorders, 12(1), 45–58. https://doi.org/10.1016/j.jneuroling.2024.101124

 

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlenmiştir.

 

 

 

 

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

bruno casino Nederland candy spinz carlosspin casinia