Şşşşş! “Romantik" Ebeveynler Geliyor

Duygusal ilişkilerde romantizm kavramı herkese göre farklılık gösterir. Yani herkesin romantiklik anlayışı farklı olabilir. Kimine göre ayakkabı bağcığı bağlamak romantiklik sayılabilirken kimine göre saçma gelebilir. Herkesin kalbine hoş gelen durumlar farklıdır. Sosyal medyada Maya Angeleou’ya ait olduğu belirtilen bir söz: “İnsanlar söylediklerinizi veya yaptıklarınızı unutabilir ama onlara neler hissettirdiğinizi unutmazlar.” Bence demek istenen tam olarak...

Duygusal ilişkilerde romantizm kavramı herkese göre farklılık gösterir. Yani herkesin romantiklik anlayışı farklı olabilir. Kimine göre ayakkabı bağcığı bağlamak romantiklik sayılabilirken kimine göre saçma gelebilir. Herkesin kalbine hoş gelen durumlar farklıdır.

Sosyal medyada Maya Angeleou’ya ait olduğu belirtilen bir söz: “İnsanlar söylediklerinizi veya yaptıklarınızı unutabilir ama onlara neler hissettirdiğinizi unutmazlar.” Bence demek istenen tam olarak şu: Dostum romantik olacağım diyerek kafanı fazla yorma. Çözüm belli; ona unutması güç hisler hissettirmen yeter. Sen hissettir, zaten o senin ona hissettirdiklerine romantizm adını takar demek istiyor. Kalbe hoş gelen hislerin bir adıdır romantizm. Mutluluk dediğimiz şeyi kimler arasında yaşayabilirdik? Kalbe hoş gelen hisleri kimlere gösterebilirdik? Sigmund Freud diyor ki: “Sevmek ve çalışmak, çalışmak ve sevmek… Hayat bundan ibaret.” Peki ya kalbe hoş gelen hisleri kimler arasında yaşayabiliriz?

Eşler, sevgililer, belki arkadaşlar ve çocuklar. Evet evet çocuklar. Kalbe hoş gelen hisleri çocuklarımızın da hissetmeye hakkı var değil mi? Onlarla kurduğumuz ilişkilerde duygu ve hislerin ne kadar ön planda olduğuna bakmalıyız. İki yetişkin insanın romantik anları olabileceği gibi bir çocuk ile annesinin veya babasının da romantik anları olabilirdi.

Bir akşamüzeri yağmurda el ele yürüdük. Birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi söyledik. Çok romantikti.” Evet gerçekten de çok romantik. Bu olayı bir yetişkin yaşayabiliyor. Bu olayın aynısını çocuğumuzla da yaşayabiliriz. Çocuğumuzun geçmişe dönüp baktığında kalbine hoş gelen anıları olsun. Ne zaman yağmurlu bir gün görse annesi veya babasıyla yaşadığı o anı hatırlasın. Bu bir tek yağmurlu bir gün romantikliği değil. Biz büyük insanlar, romantik akşam yemeklerini çok severiz. Mum ışığında yemek yeriz. Birbirimize gösterdiğimiz özen ve hisler o akşam yemeğini özel kılar. Neden bir baba kızıyla romantik bir akşam yemeğine çıkmaz? Birlikte sohbet edebilecekleri, hayatlarına dair konuşacakları veya bunun gibi birçok şey konuşacakları güzel bir akşam yemeğine çıkmaz? Sorun akşam yemeği mi? Tabii ki de hayır.

İlgini çekebilir:  Salgın Sürecinde Kaygı ve Baş Etme Yolları

Romantizm

Sorun çocuklarımızla yaşamamız gereken özel anlar. Romantik ilişkilerden anladığımız sadece eşler veya sevgililer arasında olan şu hediye alışverişinden ibaret olan durum değil. Sevmek ve sevilmek, güven ve duygu… Tam olarak aradaki duygu ve his, kalplerin okşanmasıdır. Çocuklarımız kalbe hoş gelen duygulardan yoksun kalmamalı. Onlarla da özel anlarımız olmalıdır. Adı romantik anlar veya değil. Çocuklarımız doğdukları andan itibaren sevilme ihtiyacı ile doğar. Annesi ile arasında kuvvetli bir bağ ile doğar. Tam olarak da bundan bahsediyorum. Kuvvetli bağ. Duygusal gelişimlerine büyük katkı sağlayacak o duygusal bağı oluşturalım. Oluşturalım ki yoksun büyümesin ve yoksun büyütmesin. Sevmenin ve sevilmenin neler olduğunu bilsin. Hissetsin ki hissettirsin. Romantik olmaya zorlanmış bir birey değil, hislerini her koşulda iletebilen bir birey olmayı başarsın. Yaşatalım ki yaşatsın.

Kapak Görseli: Julien Pacaud

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.

Bir yorum yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir