Sağ mı Sol mu? Politikaya Psikolojik Yaklaşım

Her yönüyle ele alınan politik tutumları gelişimsel açıdan değerlendirmek mümkündür. Günümüzde, her iki politik tutumun birtakım psikolojik ihtiyaçlara yanıt verdiği varsayımıyla ilişkisel analizler derinleştirilmeye devam etmektedir.

Çeşitli ideolojilerin doğru veya yanlış olmasını bir kenara bırakarak onlara bir başka perspektiften, psikoloji biliminin açtığı pencereden bakmaya ne dersiniz? Çok çeşitli ideolojiler arasında özellikle Batı toplumlarında kilit bir ikili ayrımı oluşturan liberal ve muhafazakar ideolojileri ele almak, ideolojilerin ne çeşit psikolojik özelliklerle ilişkili olabileceğini anlamamıza yardım edecektir. Bu yazıyı okumadan önce sağ ve sol politik tutumlardan bahsettiğim giriş niteliğindeki Sağcılık & Solculuk 101 başlıklı yazıma göz atabilirsiniz.

Tutumların duygusal, bilişsel ve davranışsal öğe barındırması, onu kişilerin psikolojik özellikleriyle ilişkili bir konuma sürüklemektedir. Muhafazakarlık ve liberallik de benzer şekilde çeşitli psikolojik özelliklerle ilişkilidir. Bu ilişki, yapılan araştırmalarla pek çok farklı yönden incelenmiştir. Başlangıçta çoğu insanın ilk aklına gelecek olan psikolojik özelliği, kişiliği, ele alalım.

Kişilik Açısından Muhafazakarlık ve Liberallik

Esasında araştırmacılar, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra muhafazakarlığı patolojik olarak ele almış ve olumsuz kişilik özellikleriyle ilişkilendirmiştir. Muhafazakarlığın patolojik bulunuşu sağcılık üzerine yapılan araştırma ve tanımlamaları arttırmış olsa gerek ki liberal kimseler, muhafazakarlığın değerlerine uymayanlar olarak ifade edilir olmuş, böylece belirli bir süre muhafazakarlığın gölgesinde kalmıştır (Erol, 2020). Fakat daha sonra yapılan araştırmalar ve geliştirilen ölçeklerle liberalizm bu gölgeden kurtulmuştur. Günümüzde, her iki politik tutumun birtakım psikolojik ihtiyaçlara yanıt verdiği varsayımıyla ilişkisel analizler derinleştirilmeye devam etmektedir.

Her yönüyle ele alınan politik tutumları gelişimsel açıdan değerlendirmek de mümkündür. Bu doğrultuda yapılan boylamsal bir araştırma (Block ve Block, 2006), Kaliforniya’da anaokuluna devam eden çocuklardan daha çabuk küsen, daha kararsız, daha endişeli, daha dik kafalı, daha hassas ve daha kontrolcü olan çocukların, 23 yaşına geldiklerinde görece muhafazakar politik tutum sergilediklerini ortaya koymuştur. Anaokulu çağında diğer akranlarına göre daha yakın ilişkiler geliştiren, daha çok kendine güvenen, daha enerjik ve biraz daha baskın çocukların ise genç yetişkinlik dönemine geldiklerinde daha liberal politik tutumlar sergiledikleri bulgulanmıştır.

Thomas (1975, akt. Erol, 2020) muhafazakarlığın gelişimsel boyutunu ele alırken; muhafazakarlığa yönelik sosyalleşmeyi, otoriter çocuk yetiştirme uygulamalarının hem sebebi hem de sonucu olduğu fikriyle ifade etmiştir. Bu türde çocuk yetiştirme uygulamalarını da “yemek yerken yapılan kısıtlamalar, cinsel davranışlara izin verilmemesi (çıplaklık, mastürbasyon gibi), annenin anında itaat beklentisinde olması, çocukların eğitiminde veya anne ile baba arasında yüksek derecede cinsiyet rolü farklılaşmasının bulunması vb.” durumlar olarak örneklendirmiştir. Böylece politik tutumların oluşmasında, birçok davranış ve tutumda olduğu gibi, gelişimsel özelliklerin ve yaşantıların bir payı olduğu ortaya konmuştur.

Bu İdeolojik Tutumların Motivasyonel Temelleri Nelerdir?

Politik tutumları incelerken bu tutumları, motivasyonel temellerle ilişkisi açısından incelemek bizlere bir başka perspektif sunmaktadır. Temel İnsani Değerler Teorisi’ne göre (akt. Erol, 2020) tutum ve davranışlarımızın motivasyonel temellerini yapılandıran bazı insani değerler vardır. İki politik tutum için bu değerleri benimseme eğilimlerinin incelendiği bir çalışma yürütülmüştür. Bu çalışma ile muhafazakarların uyum (başkalarını üzecek veya onlara zarar verebilecek, normları ihlal edebilecek eylemlerin ve dürtülerin kısıtlanması) ve güvenlik (toplumun, ilişkilerin ve benliğin güvenliği, uyumu ve istikrarı) değerlerini benimseme eğiliminde olduğu ortaya konulmuştur (akt. Erol, 2020). Öte yandan liberallerin kendi kendini yönetme ve uyarılmadan (heyecan, yenilik ve yaşamda meydan okuma) yana olma eğiliminde olduğu bulunmuştur. Muhafazakarların düzen ve istikrar, liberallerin ise değişim yanlısı oldukları göz önünde bulundurulduğunda, her iki grubun benimsediği değerlerin yanlısı oldukları nizama hizmet ettiği fark edilmektedir.

İdeolojinin bilgi oluşturma stilleri açısından yarattığı farklılık ise oldukça ilgi çekicidir. Kruglanski’nin (1989, akt. Erol, 2020) belirsizlik, kafa karışıklığı ve kesin cevaplar alma arzusu olarak tanımladığı NFC, Bilişsel Kapanış İhtiyacı, öngörülebilirlik arzusu, düzen ve yapı tercihi, belirsizlikten rahatsızlık, kararsızlık ve kapalı fikirlilik gibi alt ölçeklerle ölçülmektedir. Bu özellik, ne bekleyebileceğinden emin olmadan bir duruma girmekten hoşlanmamak, işyerinde net kurallara ve düzene sahip olmanın gerekliliğine inanmak, belirsiz kalan kötü haberleri bilmeyi tercih etmek, önemli kararları hızlı ve kendinden emin bir şekilde almak, kendi görüşünü oluşturmadan önce farklı görüşlere başvurmamak gibi durumların derecelendirilmesiyle belirlenmektedir. Bu belirlemelerle birlikte bilişsel kapanış ihtiyacına yatkın kişilerin kendilerini muhafazakar tanımlama eğiliminde oldukları gözlenmiştir (akt. Erol, 2020).

İlgini çekebilir:  Demans Kapıyı Çalmadan Önce

İki İdeolojik Tutum Arasındaki Nörofizyolojik Farklılıklar

Aslında bilişsel kapanış ihtiyacının belirsiz durumlara yönelik kaçınma eğilimi yaratması, risk almadan kaçınma olarak yorumlanabilir. Bu yoruma ideolojik gruplar arasındaki nörofizyolojik farklılıkları inceleyen araştırmalar destek sunacaktır. Risk alma davranışında sol ve sağ kanat katılımcılar arasındaki farklılıkları ölçen bir fMRI çalışması düzenlenmiştir (akt. Yılmaz, 2015). Bu çalışma ile risk alma davranışında sağcılarda duygu düzenleme ve iğrenme duyarlılığı ile ilişkili olan amigdala ve insulada, solculardan daha fazla aktivasyon gözlemlenmiştir. Başka bir beyin görüntüleme çalışmasında ise korku işlemeye artan duyarlılığın göstergesi olan sağ amigdaladaki artmış gri madde aktivasyonu muhafazakarlıkla ilişkilendirilmiştir. Aksine, belirsizliğe daha yüksek tolerans ve çatışmaları çözme yeteneği anlamına gelen ön singulat kortekste artan gri madde aktivasyonu ise liberallikle ilişkili bulunmuştur (akt. Yılmaz, 2015).

Politik Tutumlardaki Farklılaşmanın Yaşam Alanlarına Yansıması

Son olarak bahsedeceğim araştırma ise sağcılık ve solculuğa çok farklı bir mercekten ışık tutuyor. Bu araştırmada ev ve ofis ortamları incelenmiş ve muhafazakarların odalarının liberallerden daha derli toplu olduğu; takvim, ütü ve giysi sepeti gibi düzen ve temizlikle ilgili ev eşyalarına sahip oldukları gözlemlenmiştir (akt. Yılmaz, 2015). Öte yandan liberallerin CD, kitap ve harita gibi yenilikle ilgili eşyalara sahip olduğu bulunmuştur. Bu sonuçla benzer şekilde muhafazakarların, daha yüksek düzen ve yapı ihtiyacına karşılık bulacakları şekilde bildik yemek ve müzikleri, hatta kafiyeli şiirleri tercih ettikleri bir başka araştırmanın bulgularındandır  (akt. Yılmaz, 2015).

Yazımın sonuna gelirken şu anekdotları da eklemek isterim. İnsanlığın olasılıklar içerisinde var olan bir canlı olduğunu göz önüne alalım. İnsanın bu olasılıklar içerisinden birine yönelmesine sebep olabilecek yatkınlıkları, yöneldikten sonra yönelimini sürdürmesine yol açan durumları ve bu yönelişin getirilerini anlatmak; insanları muhafazakar veya liberal olarak sınıflandırma amacına bütünüyle terstir.  Bilimsel yolculukta sepetimizdeki elma ile armudu bir arada sayamayacağımız için yaptığımız kavramsallaştırmalar tüm ötekileştirmelerin ötesinde yer alır. Bu yüzden bu yazının Siyaset Psikolojisi’nin en ilginç bulduğum konularından politik tutum araştırmalarına göz atmanız için size bir kapı aralamasını umarak cümlelerime son veriyorum. Sevgiyle kalın.

Kaynakça

Block, J., & Block, J. H. (2006). Nursery school personality and political orientation two decades later. Journal of Research in Personality40(5), 734-749.

Erol, F. (2020). Rising conservatism in the face of threats (Yayımlanmamış doktora tezi). Koç Üniversitesi, İstanbul.

Yılmaz, O. (2015). An investigation of the reciprocal relationship between analytic thinking and political ideology (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul.

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Şevval Kınay tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir