Hikikomori Nedir?
Anlamsal olarak Hikikomori sosyal geri çekilme, toplumdan izole olma ve içe dönmek olarak tanımlanabilir (Saito, 1998 akt. Demir, 2017). Psikiyatr Saito Tamaki, 1980’li yıllarda Hikikomori terimini kavramsallaştırmıştır. Daha sonra Hikikomori 1990’larda kolektif bir hastalık ve toplumsal bir sorun olarak ele alınmaya başlanmıştır (Saito, 1998 akt. Demir, 2017). Japonya Sağlık, Çalışma ve Refah Bakanlığı, Hikikomori’yi bir kişinin en az altı ay boyunca ev merkezli yaşam sürmesi ve insanlarla iletişimini sıkı bir şekilde sınırlandırması olarak tanımlamıştır (akt. Teo, 2003).
Hikikomorili bireyler toplumdan tamamen uzaklaşarak odalarında kendilerine yeni bir yaşam alanı oluştururlar. Zamanlarının çoğunu internette dolaşarak geçirirler (Demir, 2017). Hatta yemek yeme ve giysi gibi ihtiyaçlarını bile internet aracılığıyla karşılarlar. İnternette dolaşmak dışında zamanlarını manga okuyarak, film izleyerek ve video oyunları oynayarak geçirirler. Genel olarak gündüzleri uyurlar ve geceyi uyanık olarak geçirirler (Demir, 2017). Çoğu zaman aynı evde yaşadıkları aile bireyleriyle bile karşılaşmamaya ve onlarla etkileşimde bulunmamaya çalışırlar.
Hikikomorinin Olası Nedenleri
Peki kişileri bu denli toplumdan uzaklaştıran nedenler nelerdir? Teknoloji mi, aile mi yoksa Japon toplumundaki başarısızlığa tahammülsüzlük mü ya da başka bir sebep mi? Sebep bunların hepsi olabileceği gibi bunlardan sadece biri de olabilir.
İlk olarak teknolojiyi ele aldığımızda teknolojinin gelişmesi insanlar arasındaki iletişimin fiziksel bir ortamdan çıkarak sanal bir ortama taşınmasına neden olmuştur (Takahiro ve ark., 2016). Sanal ortamında kişilerin normalde olduğundan daha rahat ve sosyal olması kişilerin sosyal ortamdan uzaklaşmasına neden olmuş olabilir. Aynı zamanda kişilerin yerlerinden hiç kalkmadan internet üzerinden birçok işini halledebilmesi de kişilerin toplumdan uzaklaşmasını bir nevi kolaylaştırmış olabilir.
Hikikomori kadınlara oranla erkeklerde daha yoğun bir şekilde görülmektedir. Nedeni ise Japon toplumunda erkeklere yönelik başarı ve mesleki kariyer beklentisinin daha fazla olması olabilir (Leonardsen, 2010 akt. Demir, 2017).
Hikikomorili bireylerin aile özelliklerine bakıldığında tahmin edilenin aksine aileler çocuklarının hayatlarında işlevsiz değildirler (Saito,1998 akt. Teo, 2013). Aileler çocuklarıyla ilgilidirler hatta bazı ebeveynler aşırı korumacı ebeveynlik sergilerler (Dziesinski, 2003 akt. Demir, 2017). Bu da aslında çocukların hayatta karşılaşabilecekleri olumsuz şeylere karşı daha kırılgan olmalarına neden olmaktadır.
Belki de Hikikomorili bireyler karşılaştıkları bir olumsuzlukla kolayca mücadele edemedikleri için sosyal olarak geri çekilmeyi bir savunma mekanizması olarak kullanmış olabilirler. Aynı zamanda Japon ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzı Hikikomori’de etkili olmuş olabilir. Ebeveynlerin çocuklarını çok sıkı şekilde ve çok rekabetçi bir şekilde yetiştirmesi Hikikomori’ye neden olmuş olabilir (Shimoyachi, 2003 akt. Demir, 2017). Bu yetiştirme tarzından dolayı bireyler hayatlarında hep daha başarılı, daha mutlu, daha saygın, daha özgür olabilmek için kendilerini bu şekilde mücadele etmeye zorluyorlar. Maalesef bu da zamanla bireyi ruhsal ve mental olarak bir çöküşe sürüklüyor (Demir, 2017).
Japon toplumundaki aşırı baskıcı tavır kişiyi Hikikomori’ye sürükleyebilmektedir (Dziesinski, 2003). Kişiler okulda, sınavlarda, aile yaşantısında, kariyerinde başarılı ve saygın olmak zorundadır (Dziesinski, 2003). Çünkü Japon toplumunda başarı ve saygınlık çok önemlidir adeta bu iki bileşen kişinin kimliği olmuştur. Ne kadar başarılıysanız toplum tarafından o kadar kabul görürsünüz.
Başarılı olamayan bireyler ise toplum baskısı altında ezilmekte, kendilerini yetersiz olarak görmektedirler ve bireyler çareyi toplumdan uzaklaşmakta bulurlar. Aslında bu uzaklaşma savunma mekanizması olarak görünse de bir tür toplum baskısına karşı direniş de olabilir. Borovoy’a göre (2008) Batı medyası Hikikomorili bireyleri şöyle tanımlıyor: sosyal uyumluluğa geri çekilerek direnen isyancılar.
Sonuç
Sonuç olarak toplum ve kültür bireylerin hayatlarında ufak değişikliklere neden olabileceği gibi bireylerin hayatlarını tamamen de değiştirebilmektedir. Maalesef ki yaşadığımız toplum hayatımızı tahmin ettiğimizden de fazla bir şekilde etkilemektedir.
Kültürel psikopatolojinin üçüncü yazısında sizleri birazcık da olsa Hikikomori hakkında bilgilendirmeye çalıştık. Serinin diğer yazıları için takipte kalınız.
Kültürel Psikopatoloji Dosyası:
I – Kültür Bağlamında Psikopatolojiyi Anlamak ve Hafırgan
II – Kültürel Psikopatoloji Dosyası: Ele Geçirilme
Kaynakça
Borovoy, A. (2008). Japan’s hidden youth: mainstreaming the emotionally distressed in Japan. Culture, Medicine and Psiychiatry,32,552-576.
Demir, S.T.(2017). Hikikomori:toplumsal gerçeklikten dijital yönelimlere modern kültürün kaçış ve izolasyon sorunsalı. Online Academic Journal of Informaion Technology,8(27),19-29.
Takahiro, A., Kato, M.D., Shigenobu Kanba, M.D. (2016). Boundless sydromes in modern society:an intercomected world producing novel psychopathology in 21st century. Psychiatry and Clinical Neurosciences,70(1),1-2.
Teo, A.R. (2010). A new form of social withdrawal in Japan: a review of hikkikomori. International Journal of Social Psychiatry,56(2),178-185.
Teo, A.R. (2013).Social isolation associated with depression:a case report of Hikikomori. International Journal of Social Psychiatry,59(4),339-341.
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Şevval Kınay tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.