“ Bu vapuru kaçırırsam beni belki cinnet basar
Belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam
Nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar
Etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam
Bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar.”
İSMET ÖZEL
Kaygı, beklenen ve gelecekte olabilecek bir problem hakkında endişe duymak olarak tanımlanır. Bunun aksi bir terim ise korkudur. Korku şu anki durum hakkında endişe duymaktır. Örneğin sokakta bir köpekle karşılaşan kişi korku yaşarken final haftasında olan bir öğrenci sınavlar dolayısıyla kaygı yaşar. Kaygı da korku da aslında uyum sağlayıcıdır. Korku doğru durumlarda hayat kurtarıcı olabilir. Bazı kaygı bozukluklarında korku sistemi yanlış ateşlenmiş olabilir böyle durumlarda ortamda gerçek bir tehlike olmasa da kişi korku yaşar.
Kaygılarımızı iki ayrı kökende incelemek mümkündür. Bunlardan birincisi “benliği koruma arzusu” ikincisi de “bedensel varlığı koruma arzusu”dur. Yani aslında kaygının özünde “ölümlülüğümüz” vardır diyebiliriz.
Kaygı gelecekteki tehditleri fark etmemize ve plan yapmamıza yardımcı olduğu için uyum sağlayıcıdır. Hazırlığımızı arttırır ve durum gerçekleşmeden önce yaşanabilecek problemleri fark etmeyi sağlar. İdeal düzeydeki kaygı performansı arttırır. Kaygı bozuklukları tanımlanırken birtakım kriterlerin karşılanması zorunludur:
- Belirtiler işlevsellikte bozulmaya neden olur
- Belirtiler ilaç ya da tıbbi durumdan kaynaklanmaz.
- Korku ve kaygılar başka bir kaygı bozukluğunun belirtilerinden farklıdır.
Özgül Fobiler
Özgül fobi; belirli bir nesne ya da durumdan kaynaklanan aşırı korku halidir. Kaygı bozuklukları içinde en sık rastlanandır (Kring, Johnson, Davıson, ve Neale, 2019). Kişi bu korkunun aşırılığının farkında olmasına rağmen yine de korkulan durumdan kaçmak için büyük çaba harcar. Özgül fobinin bir türü olan kişide başka bir türünün olması çok muhtemeldir. Tanı koymak için belirtilerin en az 6 ay sürmesi gerekir. Özgül fobilere birkaç örnek: Klostrofobi (kapalı yerlerden korkma), akrofobi (yüksek yerlerden korkma) kan ve yaralanma fobisi, uçak fobisi, yalnız kalma fobisi…
Sosyal Kaygı Bozukluğu
Tanıdık olmayan kişilerle karşılaşıldığında ya da başkalarının gözünün üzerinde olabileceği sosyal ortamlarda yaşanan mantık dışı korkudur. Bu kişiler değerlendirilebilecekleri sosyal ortamlardan kaçınmaya çalışırlar. Topluluk karşısında konuşmak, sınıfta konuşmak, yeni insanlarla tanışmak bir işkenceye dönüşebilir. Bu durum utangaçlık gibi görünse de bu kişiler bu belirtileri utangaç kişilerden daha uzun süre hisseder. Sosyal kaygı bozukluğu olan kişiler genelde yeteneklerinin altında işlerde çalışır. Genellikle ergenlik döneminde başlar tedavi edilmezse kronik olma eğilimindedir. Tanı koymak için belirtilerin en az 6 ay sürmesi gerekir.
Panik Bozukluk
Panik atak ani şiddetli bir endişe, dehşet, korkunç bir şey olacağı hissi ile karakterizedir. Fiziksel belirtiler nefes almada güçlük, kalp çarpıntısı, mide bulantısı, göğüs ağrısı nefes alamama, bayılma hissi, terleme ve titremedir. Belirtiler çok hızlı oluşmakta ve 10 dakika içine en yüksek düzeye ulaşmaktadır. Panik bozukluk tanısı koyabilmek için belirtilerin tekrarlayıcı olması ve en az 1 aydır başa atak olasılığına karşı duyulan endişe olmalıdır. Bu endişeler tek bir konuyla sınırlı değildir. Genellikle ergenlik döneminde başlar. Zamanla tablo ağırlaşabilir.
Agorafobi
Kaçmanın ya da yardım almanın mümkün olmadığı tek başına evin dışında olma toplu taşıma araçlarını kullanma, markette veya alışveriş merkezlerinde bulunma gibi durumlarda yetersiz kalınacağı, utanç verici ya da panik benzeri belirtiler göstereceği konusunda yoğun endişe hissedilir. Tanı koymak için belirtilerin en az 6 ay sürmesi gerekir.
Yaygın Kaygı Bozukluğu
Yaygın kaygı bozukluğunun temel özelliği endişedir. Bu kişiler küçük şeylerle ilgili sürekli endişelidirler. Bu kişilerin endişeleri genelde normal yaşam olayları ile ilgilidir. Endişeleri aşırı, kontrol edilemez ve uzun sürelidir. Belirtileri: odaklanma güçlüğü, kolay kızma, kolay yorulma, huzursuzluk ve kaslarda gerginliktir.
YKB geliştikten sonra genelde kronikleşir. Endişe kesintisiz en az 6 ay sürer. YKB olanların başka bir kaygı bozukluğu geliştirme riski genel nüfusa oranla 4 kat fazladır. Yaygın kaygı bozukluğu olan hastalarda yaş ilerledikçe bunaltı yerini “somatizasyon” bozukluğu almıştır. Somatizasyon bozukluğu kişinin tıbbi nedeni bulunmayan fiziksel ya da bedensel yakınmalarıdır. Kişinin bu bozukluğun tanısını alabilmesi için belirtilerin kişiyi birden fazla ortamda ciddi şekilde etkilemesi gerekmektedir.
Kaygı Bozukluklarının Tedavisi
Kaygı bozukluklarında etkili tedavi yöntemlerinden ilki maruz bırakmadır. Bu kişinin korkunç saydığı şey ile yüzleşmesini sağlar.
Sistematik duyarsızlaştırma yaygın olarak kullanılan ilk maruz bırakma tedavisidir. Bu tedavi 2 aşamadan oluşur ilk olarak danışana gevşeme becerileri öğretilir. Ardından danışan en az korkulan durumdan en çok korkulan duruma doğru edindiği gevşeme becerilerini de kullanarak maruz bırakılır.
Panik kontrol terapisi ise panik bozukluk hastalıklarında kullanılır. Bu terapide terapist maruz bırakma tekniğini kullanır. Yani panikle ilişkili bedensel duyumları ortaya çıkarmak için danışanı ikna eder. Terapistin teşviki ve pratik ile kişi içsel duyumlarını kontrol kaybının sinyali olarak görmeyi durdurur onları kontrol edilebilir sinyaller olarak görmeyi öğrenir.
Not: Bu yazıda Kaygı Bozukluklarının tanımları ve tedavisi kısa bir ön bilgilendirme şeklinde derlenmiştir. Kaygı Bozukluklarının her bir alt başlığı ve Tedavi süreçleri için detaylandırmalar mutlaka yapılmalıdır.
Kaynakça
Amerikan Psikiyatri Birliği, (2013). Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı (DSM-5), Tanı ölçütleri el kitabı.
(Çev: Köroğlu,E.) Hekimler Yayın Birliği, Ankara.
Kring, A. M., Johnson, S. L., Davison, G.C. & Neale, J. M. (2019). Anormal Psikolojisi (12).(Çev: Şahin,M.) İskitler: Ankara ( Orijinal çalışma basım tarihi 2014)
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Seda Soylu tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.