Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Şema Terapi mi? Bilişsel Davranışçı Terapi mi?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Şema Terapi mi? Bilişsel Davranışçı Terapi mi?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Şema Terapi mi? Bilişsel Davranışçı Terapi mi?
Kaygı, bedenin ve zihnin, gerçek ya da gerçek olmayan, tehdit ya da tehlike algısıyla oluşan bir durumudur. Bazen gözle görülür bir tehdit unsuru olduğunda ortaya çıkan kaygı, bazen de ortada gözle görülür bir tehlike olmadan tamamen algımız sonucu ortaya çıkabilir. Endişeli düşünceler kaygı oluşmasını tetiklerken kaygılanmak da endişeli düşüncelerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu noktada da kaygı döngüsü oluşur.
Psikolojik ve fizyolojik birçok olumsuz etkisi ve sonucu varken depresyonu sadece anlık veya günlük bir ruh haline indirgemek hiç de uygun olmaz. Bu konuda halk arasındaki yanlış kanıların yıkılması gerektiği de bir gerçektir.
Kaygı atağı çoğu literatürde yer alsa da henüz geçerliliği yoktur. Kaygı atağını kaygıdan ayıran net çizgilerin bulunmaması bunun önünde bir engel. Yani çoğunlukla bu durumun bir atak adı altında yer alıp almadığı tartışma konusu.
Karanlık Üçlü’de manipülasyon, yalancılık, çıkarları doğrultusunda diğerlerini kullanma, güç arzusu, yıkıcı davranışlar ortak olarak görülmektedir. Bu özellikleri nedeniyle de bu kişiler çoğu zaman başarılı kişiler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Anlamsal olarak Hikikomori sosyal geri çekilme, toplumdan izole olma ve içe dönmek olarak tanımlanabilir (Saito, 1998 akt. Demir, 2017).
Kültürel psikopatolojinin ikinci dosyasında ele geçirilme konusunu ele alacağız. Dissososiyasyon (çözülme) bozuklukları içerisinde yer alan “çözülme esrimesi (trans)”nde, bireyin başka bir varlık tarafından ele geçirildiği ve o varlığın kişiyi kontrol ettiği düşüncesi vardır. Kültüre bağlı sendrom olarak ortaya çıkan Djinnati ve Zar çözülme esrimesi altında yer alabilir. Kültürel psikopatoloji dosyasının ilk yazısı: Kültürel Psikopatoloji Dosyası: Kültür…
Cinsellik söz konusu olduğunda insanlar arasında farklılıklar söz konusu olabilir. Bu farklılıklar cinsel davranışın sıklığı, cinsel fantazilerin çeşitliliği, cinsel davranıştaki tercih ve zevkler ile ilgili olabilir.
Psikopatolojinin kültür kavramını uzun yıllar kendisinden uzak tutmasından sonra, kültürün psikopatolojiye etkisi zamanla sorgulanmaya başlanmış ve aralarındaki ilişki araştırma alanında yerini bulmuştur. Peki kültür ve psikopatoloji arasındaki ilişki nasıldır? Neden kültür psikopatolojiyi anlamak için önemlidir? Gelin bu soruların cevaplarından önce kültür nedir biraz ondan bahsedelim. Kültür bir toplumda sosyal olarak aktarılan birçok öğrenilmiş davranıştan oluşur…
“ Bu vapuru kaçırırsam beni belki cinnet basar Belki kanser olurum bu yıl sınıfta kalırsam Nöbette uyursam eğer kitaplarımı yakarlar Etimde şirpençe çıkar bu kızı alamazsam Bu işi bitiremezsem şehirden beni kovarlar.” İSMET ÖZEL Kaygı, beklenen ve gelecekte olabilecek bir problem hakkında endişe duymak olarak tanımlanır. Bunun aksi bir terim ise korkudur. Korku şu anki…