Erkekler Mars'tan Kadınlar Venüs'ten mi?

Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği başkanı Prof. Dr. Mehmet Sungur ”Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey” adlı kitabında bizlere çok önemli bir mesaj vermektedir. ”Farklılık, eşitliğe aykırı bir kavram değildir.” Feminizm ile gelen ”ailede eşitlik” kavramı, ne yazık ki her iki cinsiyetin ”benzerlikleri” ile eşdeğer tutulmuş ve neredeyse bir ”farklılık fobisi” gelişmiştir. Oysa farklılık, eşitliğe...

Kognitif ve Davranış Terapileri Derneği başkanı Prof. Dr. Mehmet Sungur ”Sen, Ben ve Aramızdaki Her Şey” adlı kitabında bizlere çok önemli bir mesaj vermektedir. Farklılık, eşitliğe aykırı bir kavram değildir.

Feminizm ile gelen ”ailede eşitlik” kavramı, ne yazık ki her iki cinsiyetin ”benzerlikleri” ile eşdeğer tutulmuş ve neredeyse bir ”farklılık fobisi” gelişmiştir. Oysa farklılık, eşitliğe aykırı bir kavram değildir. Erkek ve kadınların birbirlerinden farklı olduğunu söylemek bir cinsiyetin ötekinden daha iyi, daha başarılı, daha güçlü olduğunu söylemek değildir asla. Farklı olduklarını söylemektir yalnızca. Bu yüzden, eşitlik benzerlikle eşdeğer tutulmadığında farklılıklar daha iyi anlaşılacak ve farklılıklar içinde gelişmek ve uzlaşmak daha gerçekçi bir hedef olacaktır. Yani, farklılık ve eşitlik kavramlarının arasındaki ilişkiyi daha iyi kavrarsak erkek ve kadının eşit ve aynı zamanda farklı olabileceği görüşüne ulaşabiliriz. Bu bağlamda, eşitlik farklı cinsiyetlerin yapmak istediği şeyleri seçebilme özgürlüğü iken, farklılık erkek ve kadınların aynı şeyleri yapmamayı seçebilme özgürlüğüdür. Bu bakış açısının ilişkiler üzerinde doğurabileceği etkiyi Prof. Dr. Mehmet Sungur şu sözlerle özetlemektedir: Her zincir, en çürük halkası kadar güçlü ve dayanıklıdır. Eşler farklılıkları bilir ve gerektiğinde farklılıkla ilgili bir kabul geliştirebilirlerse, kendi zincirlerini onarabilir ve daha sağlam birliktelikler oluşturabilirler.

Erkekler Mars’tan Kadınlar Venüs’ten mi? 

John Gray, erkekleri Marslılar, kadınları Venüslüler olarak tanımlar. Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten adlı kitabında her iki cinsiyetin ayrı gezegenlerden geldiklerini ve bu nedenle aynı dili konuşmadıklarını ve birbirlerini anlamakta zorluk çektiklerinden söz eder. Marslılar güce,rekabete ve başarıya önem verirken, Venüslüler, sevgiye, iletişime ve ilişkiye önem verir. Marslılar iletişimi bilgi verme amacına yönelik kullanırken, Venüslüler etkileşim ve empati amacıyla iletişim kurarlar. Erkekler insanlar yerine olayları (iş hayatı, spor, yemek, bilgisayar, araba gibi) konuşurlarken, kadınlar bilgi almak ve ilişki kurabilmek gibi amaçlarla insanları konuşmayı tercih ederler. Farklı duygusal gereksinimlerin olduğunu fark etmeyen kadın ve erkek ilişkiye ancak kendi bildiklerini katabildiklerinden bazen ilişkilerinde tatmin olamazlar. Peki, konuşma becerileri, sevilmeme korkuları, cinsellik, sadakatsizliğe tepki,bağlanma biçimleri vb konularda bir çok farkı olan kadın ve erkeğin John Gray’in dediği gibi nereden geldiklerinin bir önemi var mıdır?

Genellemeler Herkes İçin Geçerli Olabilir mi? Bazı Erkekler Venüs’ten, Bazı Kadınlar Da Mars’tan Olamaz mı? 

Sokrates, sorgulanmamış bir yaşamın yaşanmaya değer olmadığını söyler. Bilgelik merakla başlar. İyi olan bilgedir, kötü olan ise cahillik. Prof Dr. Mehmet Sungur, sorgulanan bir kadın-erkek farkının, farkındalığımızı arttırma konusunda çok önemli olduğunu vurgulamaktadır. Tüm bunlara rağmen, ”Benim için bu söylenenlerin hepsi geçerli değil. Ben de her iki cinsiyete ait özelliklerden de parçalar var” diyen bir çok insanın olduğunu belirten Sungur, insanların kendilerine özgü davranış örüntülerinin mevcut olduğunu ve bu örüntülerin onu yaşadığı dünyada, ”özel” ya da ”biricik” yaptığını vurgulamaktadır. Bu örüntülerin bazılarının kadın ve erkeklerde sık görülmesi kabul edilebilir olsa da tüm erkek ve kadınların aynı olduğunu kabul etmek sorun oluşturan bir bakış açısıdır. Belkide, erkeklerin bazıları Mars’tan, kadınların bazıları Venüs’ten. Bazı erkekler Batı Venüs’ten bazıları Doğu Mars’tan. Bazı erkekler ise Venüs’ten tıpkı bazı kadınların Mars’tan olduğu gibi. Önemli olan nerede doğdukları ve nereden geldikleri değildir çünkü sonuçta hepsi aynı dünyada yaşıyorlar senin ve benim dünyamızda. Partnerini cinsiyet klişeleri ile kirlenmiş gözlüklerle görmememiz gerektiğini söyleyen Mehmet Sungur, bizlere çok önemli bir şey hatırlatıyor: Klişeleri değil sevdiğin ve birlikte yaşamak istediğin kişiyi arıyorsun!.. Eğer karşı cinsiyet hep aynı ise sen ve ben neden değişik zamanlarda farklı kişilere ilgi duyduk? Onu bir birey olarak değil de erkek ya da kadın olarak görmek kendine özgü özelliklerini görmemizi engellemez mi? Onu cinsiyetine göre sınıflandırmak daha iyi tanımamıza ve anlamamıza engel olmaz mı? Kendimize sormamız gereken soru belkide şudur: Şu anda beraber olduğun o özel insan daha öncekilerden ya da tanıdığın diğer insanlardan hiç bir şekilde farklı değil mi?

Fakat Prof. Dr. Mehmet Sungur bizi çok önemli bir konuda uyarıyor. Unutmayalım ki; futbol sezonunda her şey değişir! O dönemde erkekler Mars’tan, kadınlar ise Venüs’tendir.

Farklılıklar ve Benzerlikler Üzerine Son Söz

Sen, Ben ve Aramızdaki Her şey” adlı kitabında Prof. Dr. Mehmet Sungur’un paylaştığı, kadın ve erkek üzerine yapıştırılmış etiketler sonucu, aslında toplumun üzerimizde oluşturduğu tüm sorumlulukları anlatan,  hepimizin farkında olduğu fakat zaman zaman haykıramadığımız gerçekleri yansıtan en güzel yazıyı sizlerle paylaşmam gerektiğini düşünüyorum.



Kaynak: Sen Ben ve Aramızdaki Her Şey – Mehmet Z. Sungur


Özyegin University - Psychology | Gönderiler King's College London - MSc Mental Health Studies

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir