Dehşet Yönetimi Kuramı

İnsan davranışlarının temelinde yatan ve güdüleyicisi olan birçok etken bulunmaktadır. İnsan, “ben” olduğunun bilincinde olan, diğer insanlarla ve canlılarla birlikte yaşayabilen sosyal bir varlıktır. Diğer canlılarla birlikte veya kendi türünden canlılarla iletişim içinde yaşayan diğer canlı türlerinden farklı olarak insanlar benlikleri ve kendi davranışları üzerine de düşünebilmektedir. Evrim sürecinde diğer hayvanlardan farklılaşan insanın bilişsel becerileri...

İnsan davranışlarının temelinde yatan ve güdüleyicisi olan birçok etken bulunmaktadır. İnsan, “ben” olduğunun bilincinde olan, diğer insanlarla ve canlılarla birlikte yaşayabilen sosyal bir varlıktır. Diğer canlılarla birlikte veya kendi türünden canlılarla iletişim içinde yaşayan diğer canlı türlerinden farklı olarak insanlar benlikleri ve kendi davranışları üzerine de düşünebilmektedir.

Evrim sürecinde diğer hayvanlardan farklılaşan insanın bilişsel becerileri de gelişmiştir, gelişen bilişsel becerilerinden ziyade; insan davranışlarının neden ve sonuçlarını düşünebilme, geleceğe yönelik kestirim yapabilme yetilerine de sahiptir. Bu yetilerin sonucunda insanlarda bir farkındalık gelişmiştir; ölümlü olduğunun ve bir gün öleceğinin farkında olma. İnsanlardaki ölümlülük farkındalığı; insanın davranışlarına ve davranışlarının nedenlerine, neden diğer hayvanlardan farklı olarak benlik değerine de ihtiyaç duyduğuna açıklama getirmektedir.

Ölümlü olduğunun inkar edilemez bir şekilde farkında olan insan için bu farkındalık; yıpratıcı ve dehşet vericidir çünkü tüm canlılarda olduğu gibi insanlarda da kendini koruma ve hayatta kalma içgüdüsü mevcuttur. Bu nedenle insanlar bu farkındalık durumundan olabildiğince kaçınmaya çalışmaktadır. İnsan yaşamı için işlevsel olan bu kaçınma durumu insanları ölümlülük farkındalığı sonucu oluşan dehşet duygusundan kurtarmaktadır.

Dehşet Yönetimi Kuramı

Dehşet Yönetimi Kuramı’na (DYK; Pyzszczyniski, T. Solomon, S.& Greenberg, J., 1986)  göre ölümlülüğün farkındalığı ve sonucunda ortaya çıkan dehşet duygusundan kurtulma güdüsü insan davranışlarının nedenlerine dair bilgiler taşımaktadır. Dehşet Yönetimi Kuramı, insanların; benlik bütünlüğünü ve değerini korumaya yönelik davranışlarını ve içinde bulundukları kültürün değer ve normlarına uygun davranışlar sergilemeye yönelmelerini, ölümlülük farkındalığının yarattığı dehşet duygusundan kaçınmak çabası ile açıklamaktadır.

Greenberg ve arkadaşları (1986), ilk olarak Freud tarafından önerilen ölüm içgüdüsü-yaşam içgüdüsü ve Becker tarafından önerilen ölümün reddi ve ölümsüzlük projesi açıklamalarından yararlanmışlardır.

Ölüm korkusuyla, bilinçli veya bilinçdışı savunma olmak üzere iki yolla baş edilir. Yakınsak savunmalar, ölümle ilgili düşünceleri bilinç düzeyinden kaldırmak için çabalayan bir mekanizmayken ıraksak savunmalar bireyin kültürel dünya görüşü ile benlik saygısına yönelik çabalarıdır.

İnsanların sahip olduğu kültürel dünya görüşü, bireylere; yaşamlarının bir amacı, değeri ve anlamı olduğu, insan davranışlarının değerlendirilmesinde kültürel dünya görüşüne uygun standartlar olduğu ve bu standartlara uygun yaşayan insanlar için literal ve sembolik ölümsüzlük vadetmektedir. Literal ölümsüzlük, insanlara beden sınırlarını aşarak ölümden sonra varlığını sürdürmeyi vadeder. Bu vaatleri, genellikle; cennet, reenkarnasyon ve ölümden sonra yaşam sözü veren sayısız din ve inanç sistemlerinin kültürel dünya görüşümüze yansımaları aracılığıyla verir. Sembolik ölümsüzlük ise kendinden daha büyük bir şeyin parçası olma ve öldükten sonra da kalacak somut ya da soyut şeyler ortaya koymakla ilgilidir. Sembolik ve literal ölümsüzlük için yapılan davranışlar da insanlara anlamlı bir şeyin parçası oldukları ve değerli oldukları duygusunu verir. Bu duyguyu sürdürmek için insanlar da kültürel dünya görüşünü onaylayan ve/veya benzer kültürel dünya görüşüne sahip olan kişilere ve durumlara karşı daha olumlu duygular beslemektedir.

Kültürel dünya görüşünü içselleştiren ve buna uygun şekilde yaşayan birey kendini değerli ve saygın görür, benlik saygısı kazanır. DYK araştırmacıları (Greenberg, Solomon ve ark., 1992; Pyszczynski ve ark., 2004) benlik saygısını arttırmanın ölüm farkındalığının yarattığı kaygı ve dehşet durumunu azaltmaya neden olduğunu bulmuşlardır. (Doğulu&Uğurlu, 2015)

Bu bilgiler doğrultusunda Dehşet Yönetimi Kuramı, üç adet hipotezi savunmaktadır. Bunlar; (1) ölümlülük belirginliği hipotezi, (2) kaygı tamponu hipotezi, (3) ölüm ile ilgili düşüncelerin ulaşılabilirliği hipotezidir.

Ölümlülük Belirginliği Hipotezi

Hipoteze göre; ölüm korkusuyla baş edebilmeyi sağlayan yapılar, ölümlülük belirgin hale geldiğinde kişileri bu yapıları daha çok savunmaya güdülemektedir. Ölümlülük farkındalığından kaçınmak için devreye giren ıraksak savunmalar benlik saygısını yükseltmeyi ve kültürel dünya görüşü savunmasını içermektedir. Kaçınılamayan durumda ise insanlar, kültürel dünya görüşlerini daha katı savunmaya başlar ve benlik saygısını yükseltecek alternatiflere yönelir. Pyszczynski ve arkadaşlarının (2003) çalışmaları göstermektedir ki ölümlülüğün belirgin olduğu durumda bireyler, kültürel dünya görüşünü destekleyenlere karşı gösterilen olumlu tepkilerde, tehdit edenlere karşı ise olumsuz tepkilerde artış gözlenmektedir.

Ölümlülük belirginliği hipotezini ele alan araştırmalarda kişilerin kendi ölümleri hakkında bir şeyler yazmaları, ölümle ilgili kelimeler veya resimler gösterme, cenaze evinin önünden geçme, ölümle ilgili sağlık kontrolünden geçme gibi farklı ölümlülük uyarımları (hatırlatmaları) uygulanmıştır.

İlgini çekebilir:  İnanılması Güç ama Gerçek: Çocuk ve Suç

Kaygı Tamponu Hipotezi

Hipoteze göre; eğer bir psikolojik yapı, kaygıdan koruma işlevi görüyorsa kaygının arttığı durumlarda bu psikolojik yapılar daha çok ortaya çıkacaktır. Bu durumda ölümlülük hatırlatıldığında yani belirgin hale geldiğinde, ölümlülük düşüncesine karşı koruma görevi üstlenen yapılar daha fazla gözlenecektir. Dehşet Yönetimi Kuramı araştırmaları göstermektedir ki; yüksek benlik saygısı, ölüm düşüncelerine yönelik kaygıyı ve ölüm hatırlatıcılarına karşı verilen tepkileri azaltmaktadır (Pyzszczyniski, T. Solomon, S.& Greenberg, J. 2015). Benlik saygısı genel bir kaygı tamponu olmasından kaynaklı başka tehditlere yönelik kaygı da benlik saygısının güçlendirilmesi durumunda azalır.

Ölüm İle ilgili Düşüncelerin Ulaşılabilirliği Hipotezi

Hipoteze göre, insanları ölümlülük farkındalığına karşı koruyan yapıların sarsılması veya zayıflatılması durumunda, ölüm ile ilgili düşünceler daha ulaşılabilir olmaktadır. Kişilerin dünya görüşüne yönelik tehdit, olumsuz duygu ve düşüncelerden bağımsız olarak ölüm ile ilgili kelimelerin daha ulaşılabilir hale gelmesine yol açmaktadır. Ayrıca bu yapıların güçlendirilmesi durumunda da ölüm ile ilgili düşüncelerin ulaşılabilirliği azalmaktadır; kişiye bağlanma figürünü düşündürtmek, kişinin dünya görüşünü savunmak ve benlik saygısını güçlendirmek bu etkinin elde edildiği durumlardandır (Pyzszczyniski, T. Solomon, S.& Greenberg, J. 2015).

Dehşet Yönetimi Kuramı Araştırmaları

Alman psikolog Randolph Oschmann’ın yürüttüğü dehşet yönetimi araştırmalarında ölümlülük belirginliği etkisini elde edememesinden kaynaklı yürüttüğü deney süreci incelendi ve klasik dehşet yönetimi araştırmalarından daha yoğun bir ölümlülük belirginliği değişimlemesi kullandığı fark edildi. Ancak daha yoğun ölümlülük belirginliğinin, daha hafif olana kıyasla dünya görüşünü savunma tepkisini daha az çıkardığı gözlendi.

Greenberg ve arkadaşlarının yaptığı başka bir çalışmada ise iki farklı ölümlülük belirginliği değişimlemesi karşılaştırıldı. İlki, dehşet yönetimi çalışmalarında sıkça kullanılan ölümle ilgili düşünce ve duygulara yönelik iki adet açık uçlu soru sorma; ikincisi ise ölüm döşeğinde ve yaşayacak birkaç günün kalmasına yönelik daha yoğun bir değişimleme. Daha hafif olan iki adet açık uçlu soru sorarak uygulanan ölümlülük belirginliği kültürel dünya görüşünü savunmada daha güçlü etki ortaya çıkardı. (Pyzszczyniski, T. Solomon, S.& Greenberg, J. 2015)

Ayrıca araştırmalar ölümlülük belirginliği değişimlemesinden hemen sonra alınan bağımlı değişken ölümlerinden de anlamlı bir sonuç elde edilmediğini göstermektedir. Bu durum ölümlülük belirginliğinin anında ve gecikmiş etkilerini merak konusu haline getirdi.

İnsanların, değişimlemeden hemen sonra ölümlülükle ilgili aktif bir şekilde düşünürken devreye giren yakınsak savunmalar nedeniyle bu etkiyi göstermedikleri düşünülmektedir. Yakınsak savunmalar bilinçli olarak ölüm düşüncesini “bir an önce” zihinden ve odak dikkatten uzaklaştırmayı amaçlamaktadır. Ancak ölümün kaçınılmaz olduğu düşüncesi yine de bilinç düzeyine gelmeye hazır bir halde beklemektedir. Bu üstü kapalı düşünceler uzaklaştırılırken de kişi kendini anlamlı dünyaya katkıda bulunan değerli bir birey olarak görür. Iraksak savunmaların devreye girmesi için öncelikle yakınsak savunmaların devreye girip görevini yapması gerekmektedir ancak bu esnada ölümle ilgili düşüncelerin ulaşılabilirliği de yüksek olmalıdır.

Sonuç olarak ölümlülük belirginliği değişimlemesinden bağımlı değişken ölçümüne kadar geçen sürenin, yakınsak savunmaların devreden çıktığı ve ıraksak savunmaların devreye girdiği bir süre olması gerekmektedir. Düşünceler bilinçten uzaklaştıktan sonra yakınsak savunmaların baskısı rahatlar ve düşünceler daha ulaşılabilir hale gelir.

Dehşet Yönetimi Kuramı tarihçesi ve gelişimini sağlam temellere dayandırmaktadır. Farklı kültürlerde farklı araştırmacılar tarafından yapılan ve kuramın birçok yönüne katkı sağlayan bulgular mevcuttur. Kuramın ölümlülük belirginliği hipotezi bağlamında, ölümün belirgin hale gelmesi ve kişide kaygı ve korku yaratması durumunun, sadece ölüme özgü düşüncelerden kaynaklanmadığını ileri süren araştırmacılar da bulunmaktadır. Ölümlülük uyarımının etkilerine alternatif açıklamalar olarak belirsizlik, anlam sürdürme ve kontrolsüzlük örnek olarak araştırma bulguları doğrultusunda gösterilmektedir (Doğulu&Uğurlu, 2015). İnsanların ölümlülükleri hatırlatıldığında başvurduğu mekanizmalardan kültürel dünya görüşü savunma ve benlik saygısı aramanın farklı itici durumlarda da ortaya çıkabileceği tartışılmaktadır.


Kaynakça

Doğulu, C. & Uğurlu, N. (2015). Dehşet yönetimi kuramı üzerine bir derleme. Türk Psikoloji Yazıları, 18(35), 33-47.

Pyzszczyniski, T., Solomon, S.& Greenberg, J. (2015) Thirty years of terror management theory: From genesis to revelation. J.M. Olson (Ed.), M.P. Zanna (Ed.) Advances in experimental social psychology.

*Bu yazı Psikoloji Ağı editörleri tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.


Psikolojinin her alanında üretmeyi çok seviyorum. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Psikoteknik Merkezi ve Özel Eğitim Merkezinde çalışma imkanı buldum. Bu dönemde Çukurova Üniversitesi'nde Bağımlılık Ana Bilim Dalı'nda yüksek lisans eğitimime başladım ve hala devam ediyorum. Gönüllü olarak Psikoloji Ağı'nda içerik yazarlığı, editörlük ve içerik ekibi sorumluluğu görevlerinde yer aldım. UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği gönüllüsü olarak da alanımla ilgili bilgilendirici sosyal medya içerikleri hazırladım. Dizi ve film izlemeyi, yazmayı, okumayı ve karalamalar yapmayı çok seviyorum.

Bir yorum yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir