Netflix’te yayınlanan Adolescence, klasik bir cinayet dizisinden çok daha fazlası. Her bölüm, adım adım görmezden gelinen bir duygunun görünür kılınmasını aktarıyor. Dört bölümlük bu mini dizi, toplumun görmeyi reddettiği bir çocuğun duygusal evrenine de açılan karanlık bir pencere sunuyor.
Jamie, 13 yaşında İngiltere’de arkadaşını öldürmekle yargılanan bir ergen. Dışarıdan sessiz, mesafeli görünmesine rağmen içeriden dev bir fırtına yaşıyor. Olay örgüsü ilerledikçe fark ediyoruz ki bu, sadece bir suça giden yol değil, aynı zamanda bir çocuğun “görülmek” için verdiği varoluş mücadelesi.
“Ben Kimim?”: Kimlik Arayışı ve Ergenlikte Yalnızlık
Erikson’un psikososyal gelişim kuramındaki “kimlik vs. rol karmaşası” evresi, Jamie’nin tüm varoluşuna sinmiş durumdadır (Erikson, 1968). Jamie’den okulda “erkek gibi” davranması beklenmektedir. Evde ise duygularını bastırması gerekmektedir. Kısacası, Jamie, kabul görmekle kaybolmak arasında sıkışmış bir ergenlik yaşamaktadır.
Toksik Sessizlik: Erkeklik ve Bastırılan Duygular
Jamie’nin çevresindeki babası başta olma üzere erkek figürleri duygulara karşı derin bir sessizlik içindedir. Bu durum, bireysel bir seçimden çok, nesiller boyunca aktarılan toksik erkeklik anlayışının bir yansımasıdır (Mahalik et al., 2003).
Duygusal İhmal: Varlıkla Yokluk Arasında Bir Aile
Winnicott’un “yeterince iyi ebeveyn” kavramı Jamie’nin aile hayatında can bulur. “Yeterince iyi ebeveyn”, çocuğun temel duygusal ihtiyaçlarını karşılayan; ama aynı zamanda küçük hayal kırıklıklarına izin vererek çocuğun bireyselliğini geliştirmesine olanak tanıyan bir ebeveynlik biçimidir (Winnicott, 1965). Jamie’nin ilişkilerindeki sosyal kopukluklar, duygusal olarak ulaşılmaz ebeveynlerin bir sonucudur (Winnicott, 1965).
Duygu Odaklı Terapi ile Jamie’nin İç Dünyasına Bakmak
Greenberg’in geliştirdiği Duygu Odaklı Terapi (Emotion-Focused Therapy – EFT), Jamie’nin iç dünyasını anlamak için güçlü bir çerçeve sunar. Bu yaklaşıma göre, iyileşme ancak duyguların güvenli bir ortamda hissedilmesi, tanınması ve dönüştürülmesiyle mümkündür (Greenberg, 2015).
1. Duygularla Temas Etmek
İlk olarak Jamie, sessiz ve alaycı bir tavır sergiler. Bu, aslında bir ikincil duygu tepkisidir. İkincil duygular, bireyin esas (birincil) duygularını gizlemek ya da bastırmak için geliştirdiği yüzeysel ve savunmaya yönelik tepkilerdir (Greenberg, 2015). Terapist; “Ailenle ilişkin nasıldır?” ve “Erkek olmak senin için ne ifade ediyor?” gibi sorularla Jamie’nin derinlerde yaşadığı yalnızlık, utanç ve korku gibi birincil duygulara temas eder.
2. Duyguyu Dönüştürmek
Jamie yavaş yavaş başka bir iç sesle ile tanışır: “Ben kötü olduğum için değil, yeterince sevilmediğim hissettiğim için yalnız kaldım.”
3. Bütünleşme ve Duygusal Yeniden Doğuş
Artık Jamie kendi duygularından kaçmaktan vazgeçmeye başlar. Aksine, kendini olduğu gibi kabul etmeye başlar. Ve belki de en önemlisi, öfkelenmeden de hatalarının sorumluluğunu almak için adım atar.
Duygusal Varoluş Her Çocuğun Hakkıdır
Sonuç olarak Adolescence dizisinin merkezinde yer alan en güçlü ihtiyaç olarak “görülmek” karşımıza çıkar. Sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda duygusal düzeyde. Jamie’nin “Ben kötü biri olduğum için değil, aynı zamanda yeterince sevilmediğim için yalnız kaldım” cümlesi, EFT’nin dönüştürücü gücünü ve Jamie’nin içsel farkındalığını yansıtır. Bu yazının başından itibaren izini sürdüğümüz duygu odaklı terapi yolculuğu Jamie’nin iç dünyasında aslında bir tür yeniden doğuşa alan açar.
Çünkü bazen bir çocuk sadece şunu söylemek ister:
“Lütfen beni gör… ama beni olduğum gibi kabul ederek gör.”
EK OKUMALAR
LEEON: Sevginin Gücü-Mathilda Odaklı Bir Film Analizi
Kaynakça
Erikson, E. H. (1968). *Identity: Youth and crisis*. W. W. Norton & Company.
Greenberg, L. S. (2015). *Emotion-focused therapy: Coaching clients to work through their feelings* (2nd ed.). American Psychological Association. https://doi.org/10.1037/14592-000
Mahalik, J. R., Burns, S. M., & Syzdek, M. (2003). Masculinity and perceived normative health behaviors as predictors of men’s health behaviors. *Social Science & Medicine*, 64(11), 2201–2209. https://doi.org/10.1016/j.socscimed.2004.08.016
Steinberg, L. (2009). Should the science of adolescent brain development inform public policy? *Issues in Science and Technology*, 25(3), 67–78.
Winnicott, D. W. (1965). *The maturational processes and the facilitating environment: Studies in the theory of emotional development*. International Universities Press.
*Bu yazı Psikoloji Ağı İçerik Birim Direktörü Ezgi Büşra Akgöz tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlenmiştir.

