Kaygı en basit tanımıyla, var olmasından duyulacak rahatsızlık hissinden dolayı hissedilen bir duygudur. Dikkat edilmesi gereken şey korkudan farklı olmasıdır; korku var olan somut bir duruma karşı hissedilir ancak kaygı kişide “ya olursa” gibi tekrar eden düşüncelerle rahatsızlığa yol açar. Kaygı kişide sürekli sanki bir şey olacakmış hissi uyandırır. İkinci olarak bahsedeceğim konu ise depresyon. Depresyonu derin üzüntü, bunaltı, kendini değersiz hissetme gibi kelimelerle basit bir şekilde tanımlayabiliriz. Bu iki patolojik problem son zamanlarda herkesin yaşadığı ruhsal problemlerdir. Bu yazıda depresyonun ve anksiyetenin öğrencilerdeki erteleme davranışlarıyla ilişkisinin olup olmadığı incelenecektir.
Anksiyete ve depresyonda sıkça yaşanan sorunlardan biri sürekli tekrarlanan negatif düşüncelerdir. Biz bunlara “ruminasyonlar” diyoruz. Yapılan araştırma bize şunu gösteriyor: “İstemeden de olsa aklımızdan geçen bu sürekli negatif düşünceler bizim işlerimizi ertelememize sebep oluyor.“ Psikolojik sıkıntılarımız ayrıca erteleme davranışını en çok etkileyen etkenlerden.
Bu çalışma diyor ki; bize bir ödev verildiğinde ve bu ödev sıkıcı, zor, moral bozucu olduğunda biz bunu daha eğlenceli bir şey yapmak için erteliyoruz (Blunt and Pychyl 2000; Pychyl et al. 2000; Sirois and Pychyl 2013). Çünkü bu sıkıcı, zor, moral bozucu ödev bizde hoşa gitmeyen hisler uyandırıyor. Bu hislerin en büyük sebebi de ödevi yaptığımızda sonucunun iyi olmayacağı düşüncesi yani başarısızlıktan korkmak. Böylece biz yapacağımız bu ödevi sürekli erteliyoruz (Irois and Pychyl 2013; Tice and Bratslavsky 2000). Kısaca bizim bu hisle baş edebilmemizi sağlayan şey verilen ödevi veya görevi ertelemek. Araştırmaya göre; depresyon ve anksiyete gibi olumsuz duygu durumları yaşayan bireyler, uzun vadeli hedefe yönelik davranışları kısa vadeli bir duygu durum düzenleme stratejisi olarak geciktirebiliyorlar (Constantin, K., M.English, M., Mazmanian, D.).
İkinci olarak yapılan çalışmanın incelediği konu endişe ve ruminasyonun erteleme davranışına etkisi. Sonuçlara göre endişe ve ruminasyon erteleme davranışlarına sebep olabiliyor. Ancak eğer endişe kontrol edilirse depresyonun sebep olduğu erteleme davranışı önlenebiliyor (Constantin, K., M.English, M., Mazmanian, D.). Yani işlerini erteleyen, bir şeyler yapmak istemeyen kişilerde bizim çalışmamız gereken şey endişe duygusu. Özellikle kaybetme korkusu üzerinde çokça durulmalı.
Bu sorun için yapılması gerekenler kısmında bilişsel davranışçı terapiler zaman yönetimi, hedefe yönelik teknikler ve işlevsel olmayan, mantıksız düşünceler üzerinde çalışmalıdır (Constantin, K., M.English, M., Mazmanian, D.).
Kaynak:
Constantin, K., English, M. M., & Mazmanian, D. (2017). Anxiety, Depression, and Procrastination Among Students: Rumination Plays a Larger Mediating Role than Worry. Springer Science+Business Media, 15-27.