Adımı ‘Feriha’ Koymanı Ben İstemedim!
Yeşilçam filmlerinden günümüz dizilerine uzanan; maddi engellerden ötürü bir türlü mutlu olamayan zengin oğlan ve fakir kız dizi çiftlerine birçoğumuz alışığızdır. Bu kavuşamayan aşıkları izlemek, yıllardır birçok kişiyi ekran başında toplamıştır. Bu çiftlerden en bilinenlerini sokaktan geçen rastgele insanlara sorsak, geçtiğimiz senelerde yayınlanan, büyük bir izleyici kitlesine ulaşan ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinin başrolleri olan Feriha ve Emir muhakkak akıllara gelecektir.
‘Adını Feriha Koydum‘ isimli dizi, kaprisli ve fakir bir kız ile şımarık ve zengin bir oğlan arasında geçen aşkı konu alıyor gibi gözüküyor olsa da toplumsal açıdan incelendiğinde, sınıf farklılıklarına ışık tutmuş ve Türkiye’deki yaşanan çelişkilere değinmiştir. Dizide, Feriha bir apartman görevlisi kızıdır ve ailesi oldukça muhafazakâr olarak gösterilmiştir. Feriha’nın annesi Zehra, kızının okumasını isteyen bir anne figürüyken babası ise kızının eğitim almasından ziyade evlenmesini isteyen bir karakterdir ve dizi boyunca ve kızını evlendirmek için çokça çabalayacaktır. Feriha ve annesi Zehra kendilerine bir dünya kurmuş, bu dünyaya ailenin diğer üyeleri- baba, Feriha’nın ikizi Mehmet ve Feriha’nın küçük kardeşi- dahil edilmemiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere, ailenin kadın ve erkek bireyleri arasında şiddetli bir iletişimsizlik mevcuttur.
Feriha
Dizi, Feriha’nın bir vakıf üniversitesini tam burslu olarak kazanması ve kendini bir anda zenginlerin dünyasında bulmasıyla başlar. Ancak, ana karakterimiz bu gösterişli dünyaya çok da yabancı değildir çünkü ailesinin apartman görevlisi olduğu apartman, Etiler’de bulunan ve sosyoekonomik durumu iyi olan insanların yaşamakta olduğu bir binadır.
Feriha, Türk dizi tarihine sık sık yalan söyleyen ve öfke kontrolü problemleri yaşayan bir karakter olarak geçmiştir. Karakter, yalanlarına okulun en popüler çocuğu, ülkenin sayılı zenginlerinden Emir Sarrafoğlu ve onun arkadaş grubuna kendisinin de zengin bir aileden geldiğini söylemesi ile başlar. Bu yalan, 18 yaşında, çevresinde kendisinden daha iyi maddi duruma sahip insanlar bulunan birinin söylemesine şaşırmadığımız bir yalan olarak tanımlanabilir; zira Feriha, kendi sosyal statüsünü korumak ve bu kişilerin yanında prestij kaybı yaşamamak istemiştir. Bunun yanı sıra, ailesi tarafından sürekli olarak eleştirilmekte olan karakter, yakın çevresindeki insanlara özellikle ailesine duymayı beklemedikleri şeyleri söylemekten kaçınır, yalanlarında kendisini korumak istediği kadar, çevresindekileri cevaplarıyla tatmin etmeyi de amaçlar.
Feriha’nın evin içerisinde söylemeye başladığı yalanların birçoğunun ailesinin baskıcı tutumundan kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Feriha ve annesi, otoriter baba figürü Rıza’dan çokça çekinmekte ve onun doğrularına göre hareket ediyormuş gibi görünmek için sürekli olarak gerçekleri gizlemektedirler. Evin içerisindeki ataerkil yapı; Feriha ne kadar başarılı olursa olsun onun başarısını bastırmakta ve Feriha, aile içerisinde başarısız ikizi Mehmet’in bile gerisinde kalmaktadır. Feriha sadece kadın olduğu için Mehmet’in rahatlıkla yaptığı çoğu şeyi yapamaz, hata yapmaya ise asla izni yoktur. Bu katı babanın yanında ise, Feriha’yı sürekli olarak pohpohlayan ve genellikle mağdur görünümlü bir anne profili vardır. Bir nevi, evin erkekleri ve kadınları karşı karşıyadır. Kadın figürler, kendileri için ne kadar yanlış olsa da erkek figürlerin ‘huyuna gitmeye’ dizi boyunca devam eden pasif bir rol üstlenirler.
Cansu
Feriha’nın dünyasındaki bir başka karakter ise zengin komşusu ve arkadaşı Cansu’dur. Karakterin yürüdüğü yolda başta en büyük destekçisi, sonralarında kendi hayranlık duyduğu adamla Feriha’nın arasındaki ilişkiyi öğrenmesi ile en büyük düşmanı olan Cansu, dizinin ilk zamanlarında, Feriha’ya elbiselerini verir ve kendisi üniversiteye yerleşememesine rağmen bu durum hakkında büyük bir problem yaşanmaz. Cansu’nun verdiği giysileri okul yolunda giyen Feriha neredeyse her hareketini ailesinden gizleme davranışı gösterir. Telefonunu açamadığında babasının okula gelmesiyle Feriha’nın hayatında ona ait, yalnızca onun izni ile girilebilecek bir alan bırakılmamış olur. Bu baskıcı aile modeli, karakterin kişilik gelişimine derin bir şekilde yansımıştır.
Feriha’nın Annesi: Zehra
Anne Zehra, kızının yaşamak istediği hayata erişmesi için kısmen destekleyici olsa da, geleneksel aile yapısında yetişmiş ve pasif olarak değerlendirilebilecek biridir. Psikolojik şiddete, kendisi farkında olmasa bile oldukça meyillidir. Kızına sık sık onu babasından ve ikizinden koruduğunu hatırlatır. Ancak, ailenin genel yapısı düşünüldüğünde, Zehra’nın davranışları, Feriha’yı babanın etkilediği kadar negatif etkilemese de Zehra’nın iyi niyetli ama yetersiz duruşu Feriha’ya büyük zararlar vermiştir. Zehra, elinden geldiği kadar kızını korumaya çalışan ve bu süreçlerde kendi bildiğinin ötesine gidebilmek için kendisini olabildiğince yeniliklere açık tutan, lakin bunları yaparken bazen kızını daha çok yalan söylemeye iten bir karakter olarak tanımlanabilir.
Feriha’nın Babası: Rıza
Baba Rıza karakteri ise daha önceden de bahsettiğimiz gibi, evdeki otoritesi ciddi şekilde hissedilen, her dediğinin olmasını şart koşan, evdeki kadınlara saygı duymayan ve onların da birer birey olduğunu hiçe sayan bir karakter olarak karşımıza çıkar. Feriha’ya hem psikolojik hem fiziksel şiddet uygular, pişmanlıklarını ise gece gidip Feriha’nın saçını okşayarak veya sessiz kalarak örtbas etmeye çalışır. Babasının bu davranışları Feriha’yı duygusal olarak karmaşık bir durumda bırakır. Baba karakteri, kızının hayatında oldukça olumsuz bir rol üstlenmiştir. Bunun yanı sıra genç kızın ikizi Mehmet, babasını rol model almaktadır. Kendisi birçok hata yapmakta, ancak bu hataların sonuçlarının sorumluluğunu almasına gerek olmamaktadır. Aynı zamanda, okul okumakta olan kardeşini kıskanmakta ve bunu saklama gereksinimi bile duymamaktadır.
Yalan Söyleme Davranışı
Feriha’yı sürekli olarak suçlayan ve yargılayan, davranışlarına, ilişkilerine, kıyafetlerine ve hayatındaki daha pek çok şeye karışan, duygusal manipülasyon ve tehdit yollarıyla kafasını karıştıran baskıcı ailesi; onun sosyal hayatını idame ettirememesine, kendisini genel anlamda mutsuz hissetmesine, özgüvensiz ve kırılgan olmasına, çevresindekilere güven duymamasına, hayatının her anını sarıp sarmalayan ve ona rahat bir nefes aldırmayan korku ve kaygıya, öfke problemlerine ve bazen de bir savunma mekanizması olarak ortaya çıkan yalan söyleme davranışına sebep olmaktadır (Psikolog Merkezi, 2022). Kısacası aile, ona hem direkt (bağırma, suçlama, doğrudan hakaret etme vb.) hem de direkt olmayan (suçlu hissettirme, manipüle etme) baskı uygulamıştır.
Bu yalan söyleme durumunu patolojik yalan söyleme alışkanlığı (mitomani) olarak değerlendirmeye çalışmak doğru bir hareket olmayabilir. Mitomani, kişinin gerçeklik algısının bozulmasına paralel olarak, hayal ürünü hikayeler yaratması olarak tanımlanmaktadır (Yard. Doç. Dr. Emet GÜREL, 2007). Feriha, her ne kadar söylediği yalanların sıklığı arttıktan sonra büyük bir utanç duymasa da söylediği yalanların zincirleme bir kazadan pek bir farkı yoktur. Bunun yanı sıra, Feriha bir fantezi dünyasında yaşamıyor ve yalan söylediğinin bilincinde bir karakter. Dizideki karakterlerin toksik davranışları ve karakterin çevresindeki insanların sürekli olarak ona kendisini savunması gerektiğini hissettirmesi Feriha’da bir şeyleri saklama veya gerçekleri değiştirerek söyleme ya da söylememe davranışına yol açmıştır.
Emir
Çok sevdiği sevgilisi Emir için ise genel anlamda denge problemleri yaşayan, sakin görünse de öfkeli olduğunda yanlış kararlar veren ve suçlayıcı-yargılayıcı bir karakterdir diyebiliriz. Aralarındaki bağ her ne kadar güçlü olsa da, yaşamlarındaki farklılıklar ikiliyi zaman zaman birbirinden uzaklaştırmış, yalanlar ile bu bağ zayıflamıştır. Başka bir açıdan bakıldığında, Feriha’nın ailesinin kızlarına kendi hayatını yaşama şansını vermemesinden ötürü, Feriha kendi kararlarını vermekten korkmuş ve bunu yapma cesaretini bulduğunda ise ailesi ona sırt çevirmiştir. Yanında sadece, aslında tamamen tanımadığı ve ondan çok farklı şartlarda yetişmiş bir erkek arkadaşı Emir kalan Feriha, iyice yalnızlaşmış ve depresif, mutsuz birine dönüşmüştür. Hem Emir hem de Feriha sağlıklı ailelerde büyümediğinden, her ikisi de kavgaya eğilimli ve suçlayıcı bireyler olarak pek mutlu bir ilişki sürdüremediler. Yanlış anlaşılmalarla geçen yılların ardından, her iki başrol de gerekli olgunluğa eriştiğinde, evlenmeye karar verse de düğün günü, yıllar önce babası yüzünden zoraki nişanlandığı adam tarafından vurulan Feriha’nın hikayesi yarım kaldı ve hiç mutluluğu tadamamış bir kadın olarak hayata gözlerini yumdu.
Kaynakça
Balcıoğlu, B. (2012). Bir Analiz: Adını Feriha Koydum. Erişim adresi: https://blog.milliyet.com.tr/bir-analiz–adini-feriha-koydum/Blog/?BlogNo=379629
Karadaş, N. (2013). Televizyon Dizilerinde Gücün Temsili. e-GİFDER, 78-87.
Yard. Doç. Dr. Emet GÜREL, A. G. (2007). Psychomythological Terms: Use of Mythology in Psychology Literature. Sosyal Bilimler Dergisi, 553.
Psikolog Merkezi. (2022). Aile Baskısı ve Psikoloji. Erişim adresi: psikologmerkezi.com: https://psikologmerkezi.com/blog/aile-baskisi-ve-psikoloji
*Bu yazı Psikoloji Ağı editörlerinden Yasemin Aksöz tarafından Psikoloji Ağı Yayın İlkelerine göre düzenlemiştir.